YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/10223
KARAR NO : 2015/13598
KARAR TARİHİ : 17.09.2015
Tebliğname No : 12 – 2014/334843
Mahkemesi : Beykoz 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Karar tarihi : 05/06/2014
Numarası : 2013/272 – 2014/400
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde 6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliğin amacının, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı ya da sit alanı olarak tescil kararlarının, ilgililerince öğrenilmesini sağlamak olduğu, başka bir deyişle, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları yönünden tebliğ; sit alanları yönünden Resmi Gazete’de yayım ve internet üzerinden duyuru kurallarının, kişilerin, sahip oldukları taşınmazların durumunu bilmelerini ve ona göre hareket etmelerini sağlama amacı taşıdığı, belirtilen kuralların, 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde düzenlenen suçun oluşumu için şekil şartı niteliği bulunmayıp, aksi yöndeki kabulün, 6498 sayılı Kanunun amacına da ters düşeceği;
Diğer yandan, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde öngörülen “maliklere tebliğ” usulünün, bölge bazındaki tescil işlemlerinde değil, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının tescili söz konusu olduğunda uygulanacağı, başka bir deyişle, bir bölgenin sit alanı olarak belirlenip tescil edilmesi halinde, o bölgede yaşayan tüm vatandaşlara tebligat yapılmak suretiyle tescil kararının duyurulması şeklinde bir yöntem izlenmeyeceği, karar Resmi Gazete’de yayımlanıp Bakanlığın internet sayfasında bir ay süre ile duyurularak, bölge halkının sit tescilinden haberdar olmasının sağlanacağı;
Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde; sanığın, İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 15/11/1995 tarih ve 7755 sayılı kararı ile 1. derece doğal sit alanı olarak tescilli yerdeki korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı niteliği bulunmayan binada, ısı izolasyonu amacıyla mantolama ve badana işlemi gerçekleştirdiği, dosya içerisinde mevcut 11/11/2010 tarihli ek bilirkişi raporlarında, mantolama ve badananın kaldırılıp, kuzey dış duvarın eski hale getirildiğinin belirtildiği, sözü edilen tespit, kolluk kuvvetlerince çekilen fotoğrafların incelenmesi ile yapılmış ise de, suç tarihi dikkate alındığında, olay yerinde yeniden keşif yapılmasının sonuç elde etme bakımından etkili olmayacağı, dosya kapsamındaki bilgi – belgeler lehe değerlendirilerek, suça konu müdahaleler sanık tarafından ortadan kaldırıldığından, atılı suçun manevi unsurunun oluşmadığının kabulü gerektiği anlaşılmakla birlikte mahkemece, “2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile değişik 7. maddesinde yapılan düzenlemenin, tebliğ ve ilan şartını suçun yasal unsuru haline getirdiği” şeklindeki gerekçeye dayanılmasında isabet görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmadığı, atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, beraat kararının hukuka aykırı olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 17/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.