Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/979 E. 2014/9891 K. 22.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/979
KARAR NO : 2014/9891
KARAR TARİHİ : 22.04.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/112623
Mahkemesi : Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 22/01/2013
Numarası : 2012/378 – 2013/23
Dava : Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat

Davacı vekilinin 05.11.2012 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklandığını, yapılan yargılama sonunda müvekkili hakkında ceza tertibine yer olmadığına hükmedildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece verilen maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Tazminat davasının dayanağı olan Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesinin, 2012/211 Esas – 2012/255 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; sanık (davacının) Adam öldürmeye teşebbüs suçundan, 20.03.2012 – 03.07.2012 tarihleri arasında tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda TCK’nın 25/1. maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına hükmedildiği, hükmün temyiz edilmeksizin 11.07.2012 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 05.11.2012 tarihinde, CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı anlaşılmış, davacının, beraat ettiği ceza davasında kendisini vekille temsil ettirdiğinin anlaşılması karşısında, bu konudaki talep de gözetilerek beraat ettiği dosyada vekiline ödediği hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen 2.400 TL maktu vekalet ücretinin maddi zarar olarak ödenmesine karar verilmesi gerekirken bu konudaki talebinin reddine karar verilmesi temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamış, davacı hakkında, yapılan yargılama sonunda eyleminin meşru savunma sınırları içinde kaldığı değerlendirilerek TCK’nın 25/1. maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına karar verildiği, 5271 sayılı CMK’nın 223/2-d maddesinde yüklenen suçun sanık tarafından işlenmesine rağmen olayda bir hukuka uygunluk nedeni bulunması halinde beraat kararı verileceğine ilişkin hüküm karşısında tebliğnamedeki bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekilinin kendileri lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine, davacının kendi kusuru ile tutuklanmasına neden olduğuna ve davanın süresinde açılmadığına ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, 105 gün süreyle tutuklanan davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçütlere uymayıp fazla tayini,
2- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna ilişkin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, isteme sonuç itibariyle uygun olarak, BOZULMASINA, 22.04.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.