Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/9717 E. 2014/26258 K. 22.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/9717
KARAR NO : 2014/26258
KARAR TARİHİ : 22.12.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/379908
Mahkemesi : Gebze 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 02/10/2013
Numarası : 2012/946-2013/928
Suçlar : Görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal, hakaret

Görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal ve hakaret suçlarından sanığın beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dosya kapsamına göre, bir lisenin öğrenci taşımacılığı işi için yapmış olduğu ihaleyi kazanan firmanın sahibi mağdur Erol ile okul aile birliği başkanının 24.08.2011 tarihinde lise müdürünün odasında görüştükleri sırada okula gelen ve bir kooperatifin yönetim kurulu başkanı olup, aynı ihaleye kooperatif adına katılan sanık İmdat’ın, cep telefonunun kamerasıyla kapının yanından gizlice mağdur ile okul aile birliği başkanını kayda aldığı ve kayıt esnasında, “Olmayan bir şeyler oluyor okullarda, suçüstü yaptık, şu anda okul aile birliği ve A. turun sahibi Erol içeride, ihale açıklanmadan çekleri veriyorlar, Erol bey 20 milyar rüşvet verdi.” şeklinde seslendirme yapıp, bu şekilde elde ettiği 5 dakika 26 saniyelik sesli video görüntüsünü, 27.08.2011 tarihinde, youtube adlı video paylaşım sitesine “gebze1….koop” kullanıcı adıyla ve “A. turizm rüşvet” başlığıyla yüklediği iddialarına konu olayda,
Sanık hakkında düzenlenen 04.05.2012 tarihli iddianamede, sanığın mağdurun özel hayatına ilişkin görüntülerini hakaret içeren sözlerle birlikte kayda aldığının ve bu görüntüleri internet ortamına hakaret içeren başlıkla yüklediğinin iddia edilmiş olması karşısında, sanık hakkında görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal ve kayıt içeriğindeki sözlerden dolayı hakaret suçlarından ayrıca dava açılmasına rağmen sanığın dava konusu edilen bu eylemleri ile ilgili olarak mahkemece bir karar verilmediği anlaşılmakla, bu suçlarla ilgili olarak, zamanaşımı süresi içinde mahkemece bir karar verilmesi mümkün görülüp, sanığın, şikayete konu videoyu, 27.08.2011 tarihinde, youtube adlı video paylaşım sitesinde, hakaret içeren başlıkla yüklediği iddiasıyla açılan dava ile ilgili olarak sanık hakkında görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal ve hakaret suçlarından kurulan beraat hükümlerine hasren yapılan incelemede:
İncelenen dosyada, youtube adlı video paylaşım sitesine şikayete konu kaydın yüklendiği bilgisayara ait IP bilgilerine ilişkin bir tespit elde edilemediği gibi, sanığın kullandığı bilgisayarda suça ilişkin maddi delil etmek amacıyla yapılmış teknik bir inceleme de bulunmadığı, Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünün, “İnternet Ortamında İşlenen Suçlarda Uluslararası Ceza İstinabe İşlemleri” başlıklı yazısında; google, yahoo, facebook, skype, hotmail, twitter, youtube gibi internet ortamında yaygın olarak kullanılan yer sağlayıcı firmaların merkezinin Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunduğu, ABD mevzuatına göre, internet ortamında işlenen suçlara ilişkin trafik bilgilerinin, yer sağlayıcılar veya erişim sağlayıcılar tarafından 90 gün süreyle saklandığı, bu süre içinde resmi otoritelerce başvurulduğunda anılan saklama süresine 90 gün daha ilave edildiği belirtilmiş olmakla, olayın üzerinden geçen zaman dilimine nazaran, youtube adlı video paylaşım sitesine şikayete konu kaydın yüklendiği bilgisayara ait IP bilgilerinin ve bilgisayarda yapılacak incelemede suça ilişkin maddi bir delilin elde edilmesi mümkün görülmediğinden; ayrıca, bir internet sitesine üyelik için verilen kimlik bilgilerinin doğruluğu garanti edilemeyeceği gibi, suç tarihinde sanık 47 yaşında olup, Ümraniye 3. Sulh Hukuk Mahkemesine sunulan 15.11.2011 tarihli bilirkişi raporunda ‘gebze168koop’ isimli kullanıcının 23 yaşında olduğu tespitine yer verilmesi karşısında, ‘gebze168koop’ isimli kullanıcının açık kimlik bilgilerinin belirlenmesinin davanın esasını etkilemeyeceği değerlendirildiğinden, tebliğnamedeki, “Youtube isimli siteye yükleme yapan ‘gebze168koop’ isimli kullanıcının açık kimlik bilgileri ve IP adresinin Youtube firmasının Türkiye temsilciliğinden araştırılarak tespitine çalışılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği” düşüncesiyle bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 34. maddeleri uyarınca bütün mahkeme kararlarının, karşıoy da dahil olmak üzere gerekçeli olarak yazılması zorunludur. Gerekçe, hükmün dayanaklarının, akla, hukuka ve dosya içeriğine uygun açıklanmasıdır. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 230. maddesinde ise hükmün gerekçesinde, suç oluşturduğu kabul edilen eylemin gösterilmesi, bunun nitelendirilmesinin yapılması, Ceza Kanunu’nda öngörülen sıra ve esalara göre cezanın ve ayrıca cezaya mahkumiyet yerine veya yanı sıra uygulanacak güvenlik tedbirinin belirlenmesi, cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine ya da ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususa ilişkin istemlerin kabul veya reddine dair dayanakların gösterilmesinin zorunlu olduğu belirtilmiştir. Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi, yasa koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi, uygulamada da keyfiliğe yol açacaktır. Bu itibarla keyfiliği önlemek, tarafları tatmin etmek, sağlıklı bir denetime olanak sağlamak bakımından, hükmün gerekçeli olmasında zorunluluk bulunmaktadır. Hükmün gerekçeyi ihtiva etmemesi ise 1412 sayılı Kanun’un 308/7 ve 5271 sayılı CMK’nın 289/1-g bendi uyarınca hukuka kesin aykırılık halini oluşturacaktır.
Bu açıklamalar ışığında incelenen dosyada, yerel mahkemenin gerekçeli kararının hüküm fıkrasıyla beraber toplam üç sayfa olduğu, bunun ilk bir buçuk sayfalık kısmında karar başlığına, iddianamedeki anlatıma, sanığın savunmasına, katılan vekilinin beyanına, tanık ifadesine yer verildikten ve hükme esas alınan deliller gösterildikten sonra, “Tüm dosya değerlendirildiğinde; sanığın cep telefonu ile çekmiş olduğu görüntüleri internette yayınladığı gerekçesi ile sanığın hakaret eyleminden TCK nun 125/1-4 maddesi uyarınca ve özel hayatın gizliliğini ihlal eyleminden dolayı TCK nun 134/2-1. cümle maddesi uyarınca cezalandırılması istenilmiş ise de; sanığın üzerine atılı suçu işlediğinin sabit olmaması nedeniyle beraati yoluna gidilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” ibarelerine dayalı olarak sanık hakkında beraat kararı verildiği anlaşılmakla,
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.01.2011 gün ve 2010/7-192 esas, 2011/1 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, aralarında bağlantı kurulmaksızın, sırf delillerin arka arkaya sıralanması ile oluşturulmuş olan metnin, “yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçe” niteliğini taşıdığı kabul edilemeyeceğinden, dosyada mevcut delillerden hangilerine hangi nedenlerle itibar edilip, edilmediği irdelenmemek suretiyle yasal gerekçeden yoksun hükümler kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre de:
1- Sanığın yönetim kurulu başkanı olduğu kooperatifin vekili tarafından Ümraniye 3. Sulh Hukuk Mahkemesine sunulan 12.12.2011 tarihli dilekçede, şikayete konu kaydın, sanık tarafından, 25.08.2011 tarihinde, hem Gebze Kaymakamlık makamına, hem de Gebze Cumhuriyet Başsavcılığına verilerek, ihbarda bulunulduğunun ve İl Milli Eğitim Müdürlüğünce hazırlanan rapora istinaden söz konusu ihalenin iptal edildiğinin iddia edilmiş olması karşısında, dilekçede belirtilen hususlar ve dava konusu edilen olaylarla ilgili bilgi ve belgeler anılan kurumlardan temin edilip, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, iddia ve savunmanın doğruluk derecesi açıklığa kavuşturulduktan sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
2- TCK’nın 6/1-g maddesinde, ceza kanunlarının uygulanmasında, basın ve yayın yolu ile deyiminden; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınların anlaşılacağının belirtilmesi karşısında, şikayete konu kaydı, belirli olmayan ve birden fazla kişi tarafından algılanabilme imkanı bulunan youtube adlı video paylaşım sitesi üzerinden yayımladığı iddia olunan sanık hakkında, 6352 sayılı Kanun’un Geçici 1. maddesinin, “31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı; a) Soruşturma evresinde, 04/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine, b) Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine, c) Kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesine, karar verilir.” hükmü gereğince, kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 22.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.