Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/952 E. 2014/24891 K. 08.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/952
KARAR NO : 2014/24891
KARAR TARİHİ : 08.12.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/133171
Mahkemesi : Eğil Asliye Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 27/02/2013
Numarası : 2012/80 – 2013/41
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 22.02.1991 tarih ve 680 sayılı kararıyla 1. derece arkeolojik sit alanı ilan edilen bölge içerisinde bulunan, Diyarbakır ili, Eğil ilçesi, Kalkan köyü, köy orta boşluğunda yer alan Kalkan tepesindeki Höyüğün kuzey yamacına, sanık tarafından bina yapabilmek amacıyla zemin düzleştirmesinin yapıldığı, bu durumun kolluk görevlilerince tespit edilmesi üzerine, sanık hakkında soruşturmaya başlandığı ve 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan davanın açıldığı, her ne kadar yapılan yargılama sonunda mahkemece, sanığın bina yapabilmek için zemin düzleştirmesi yaptığı yerin sit alanı içerisinde kaldığını bilmediği, bu nedenle sanıkta suç kastının bulunmadığı gerekçeleri ile sanığın beraatine karar verilmiş ise de; dosya kapsamında olay yeri fotoğraflarının incelenmesi ile yapılan izinsiz çalışma neticesinde zemin üzerinden toprak örtüsünün iş makinesi ile alındığı ve çalışma yapılan alan ile yapılmayan alan arasında 2 metreye yakın kot farkının oluşturulduğu, 20.12.2012 tarihli olay yeri keşfine iştirak eden arkeolog bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, bu faaliyetin 2863 sayılı Kanunun 65. maddesi anlamında fiziki müdahale sayılacağı, böylece sanığın üzerine atılı eylemlerin sabit olduğu, ancak dosya kapsamında bölgenin sit alanı ilan edilmesine dair kararların mahallinde mutat vasıtalarla duyurusunun yapıldığına dair tutanakların bulunmadığı, Diyarbakır İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün 21.02.2013 tarihli yazısında, bölgenin sit alanı olarak kabul edildiği hususunda, yöre halkını bilgilendirme görevinin belediyelerde ve mülki amirliklerde bulunduğunun belirtilmesine rağmen, bu konuda bir araştırmanın yapılmamış olması ve sanığın davaya konu yerin sit alanı içerisinde kaldığını bilmediğine dair savunması karşısında, sanığın olay mahallinde ne zamandır ikamet ettiğinin, sit alanına ilişkin Kurul kararının, mahallinde usulüne uygun şekilde ilan edilip edilmediğinin, ilan edilmiş ise edilme tarihinin araştırılması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği düşünülmeden; eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, beraate ilişkin hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 08.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.