Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/9384 E. 2014/25460 K. 12.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/9384
KARAR NO : 2014/25460
KARAR TARİHİ : 12.12.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/390052
Mahkemesi : İzmir 6. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 11/09/2013
Numarası : 2012/503-2013/629
Suç : Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme

Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
TCK’nın 136/1. maddesindeki “Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” suçunun oluşabilmesi için, belirli veya belirlenebilir bir kişiye ait her türlü bilginin başkasına verilmesi, yayılması ya da ele geçirilmesi gerekmekte olup, suçun maddi konusunu oluşturan “kişisel veri” kavramından, kişinin, yetkisiz üçüncü kişilerin bilgisine sunmadığı, istediğinde başka kişilere açıklayarak ancak sınırlı bir çevre ile paylaştığı nüfus bilgileri (TC kimlik numarası, adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi, anne ve baba adı gibi), adli sicil kaydı, yerleşim yeri, eğitim durumu, mesleği, banka hesap bilgileri, telefon numarası, elektronik posta adresi, kan grubu, medeni hali, parmak izi, DNA’sı, saç, tükürük, tırnak gibi biyolojik örnekleri, cinsel ve ahlaki eğilimi, sağlık bilgileri, etnik kökeni, siyasi, felsefi ve dini görüşü, sendikal bağlantıları gibi kişinin kimliğini belirleyen veya belirlenebilir kılan, kişiyi toplumda yer alan diğer bireylerden ayıran ve onun niteliklerini ortaya koymaya elverişli, gerçek kişiye ait her türlü bilginin anlaşılması gerektiği;
Bu açıklamalar ışığında incelenen dosya kapsamına göre; katılanın sanığın yönetim kurulu başkanlığını yaptığı şirketle ticari ilişki içinde olduğu, sanık tarafından, yönetim kurulu başkanlığını yaptığı şirketin internet sitesinde, katılanın rızası olmaksızın katılanın isim, soyisim, cep telefonu numarası, fotoğrafı ve katılanın sahibi olduğu şirketin ismini içeren “Kendisi şahsen tüketici sorunlarına karşı çok duyarlıdır.Serviste çözümlenmeyen sorunlarınız için kendisini bizzat arayabilirsiniz.Tel 0532…” şeklinde yayın yapması şeklinde gerçekleşen olayda;
Sanığın, soruşturma aşamasında alınan ifadesinde, katılana ait bilgileri yayınladığına yönelik ikrarı, sanığın, suç tarihinde katılanın bilgilerini internette ilan eden şirketin yönetim kurulu başkanı olması, tanık Yako’nun, bahse konu şirketle ilişiğini kestiğine ve eylemi kendisinin gerçekleştirmediğine yönelik beyanı dikkate alındığında, sanığın sübut bulan eylemine uyan TCK’nın 136. maddesinde düzenlenen verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu oluşturduğu anlaşılmakla, sanığın bu suçtan sorumlu tutularak cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, mahkemece, “sanık bu sitenin kendisine ait olmadığını savunmuş ve yapılan araştırmada da bu yöndeki savunması doğrulanmıştır. Ayrıca internet sitesindeki yayınlanan telefon numarasının herkes tarafından istenildiğinde öğrenilebilecek bir bilgi olduğu, diğer yazı içeriğinin de herhangi bir kişisel bilgi içermediği dikkate alındığında atılı suçun sabit olmadığı” gerekçeleri gösterilerek, sanık hakkında beraat kararı verilmesi,
TCK’nın 6/1-g maddesinde, ceza kanunlarının uygulanmasında, basın ve yayın yolu ile deyiminden; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınların anlaşılacağının belirtilmesi karşısında, katılanın kişisel verilerini, belirli olmayan ve birden fazla kişi tarafından algılanabilme imkanı bulunan sanığın yönetim kurulu başkanlığını yaptığı internet sitesinde, hukuka aykırı olarak yayan sanık hakkında, hükümden önce 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun Geçici 1. maddesinin, “31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı; a) Soruşturma evresinde, 04/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine, b) Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine, c) Kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesine, karar verilir.” hükmü gereğince, kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca, beraate ilişkin hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 12/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.