Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/924 E. 2014/22265 K. 10.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/924
KARAR NO : 2014/22265
KARAR TARİHİ : 10.11.2014

Tebliğname No : 12 – 2013/117151
Mahkemesi : Antalya 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 20/11/2012
Numarası : 2011/469-2012/1357
Suç : Özel hayatın gizliliğini ihlal

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı ve şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılma isteminde bulunmasına rağmen, bu konuda herhangi bir karar verilmeyen şikayetçinin, CMK’nın 260. maddesi uyarınca katılma istemi hakkında karar verilmeyenler sıfatıyla hükmü temyiz hakkının bulunduğu, suçtan doğrudan zarar gördüğü anlaşılan ve vekili aracılığıyla hükmü temyiz etmek suretiyle katılma iradesini ortaya koyan şikayetçinin CMK’nın 237/2. maddesi uyarınca davaya katılmasına karar verilerek yapılan incelemede:
Yapılan yargılamaya, incelenen dosya kapsamına göre, mahalli Cumhuriyet savcısı ve katılan vekilinin, diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın kaçamaklı ikrarı içeren savunmasına, katılanın aşamalarda özde değişmeyen samimi beyanlarına, iddiayı doğrular mahiyetteki tanık anlatımlarına, internetten temin edilen belge örneklerine ve dosya kapsamına göre, sanık Ü..’ün, işletmekte olduğu radyoda 14 yıl önce istihdam ettiği ve bu sırada resmini temin ettiği katılan A.. adına, katılanın bilgisi ve rızası dışında, sahte facebook hesabı açtığı anlaşılmakla,
Katılanın günlük kıyafetleriyle çektirdiği kişisel veri niteliğindeki resmini, onun isim ve soy ismiyle birlikte, belirli olmayan ve birden fazla kişi tarafından algılanabilme imkanı bulunan facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde, hukuka aykırı olarak yayan sanığın sübut bulan eyleminin, TCK’nın 136/1. maddesinde tanımlanan verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçu kapsamında değerlendirilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek, oluşa ve dosya kapsamına uygun düşmeyen yazılı gerekçelerle, sanık hakkında beraat kararı verilmesi,
Bozma nedenine göre de:
TCK’nın 6/1-g maddesinde, ceza kanunlarının uygulanmasında, basın ve yayın yolu ile deyiminden; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınların anlaşılacağının belirtilmesi karşısında, hükümden önce 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun Geçici 1. maddesinin, “31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı; a) Soruşturma evresinde, 04/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine, b) Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine, c) Kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesine, karar verilir.” hükmü gereğince, kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısı ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, berate ilişkin hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 10.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.