Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/8900 E. 2014/26088 K. 19.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/8900
KARAR NO : 2014/26088
KARAR TARİHİ : 19.12.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/390823
Mahkemesi : Şanlıurfa 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 31/10/2013
Numarası : 2012/324-2013/682
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 27/06/2011 olarak gösterilmesi, mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiştir.
Şanlıurfa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 27/06/2011 tarih ve 1531 sayılı kararı ile 1. derece arkeolojik sit alanı ve taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilen Kızlarhöyüğünün eteğinde yer alan, mülkiyeti Rizvaniye Vakfı’na ait 473 nolu parselde, hafriyat yapmak suretiyle arazinin düzleştirildiği, etrafının dikenli tel ile çevrildiği ve içerisine 1 adet trafo direği dikildiğinin tespit edildiği, 28/09/2011 tarihli tutanakta, “sanık M.. D..’ ın ibraz ettiği tapu belgelerinde 2500 m2’lik alanın Rizvaniye Vakfı adına kayıtlı olduğunun, sanığın bu araziyi devlet destekli işyeri olarak inşa edeceğini beyan ettiğinin” belirtildiği, sanık Müslüm’ün aşamalardaki savunmasında atılı suçlamayı kabul etmediği ve dava konusu müdahalelerin oğlu olan ve hakkında aynı suçtan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen diğer sanık C.. D.. tarafından yapıldığını beyan ettiği, …köyü muhtarı olan tanık İ. Y..’un 28/11/2011 tarihli kolluk ifadesinde, olay günü köyün girişinde yol kenarında bulunan Kızlar höyüğünün güney yamacındaki arazinin tel örgü ile çevrilmiş, içerisinde 1 kepçe, 1 grayder, 1 kamyon olduğunu, iş makinelerinin çalışma yaptığını, tepenin yamacının kazılarak, arazinin düzleştirildiğini, iş makinelerinde çalışan toplam 4-5 kişinin bulunduğunu, şahısların hiçbirini tanımadığını, bu yerin sit alanı olduğunu ve kazı çalışması yapamayacaklarını kendilerine söylediğini, şahısların iş makinesini durdurarak kazmayı bıraktıklarını, daha sonra kendisinin bu arazinin sahibi olduğunu söyleyen sanık Müslüm’ün yanına geldiğini, sanık Müslüm’e, burada kazı yapamazsınız burası sit alanıdır dediğini, sanığın da “ben yaparım, kazarım, kazıyı durduramazsın,
bu arazi benim” dediğini, bunun üzerine telefonla jandarmayı arayarak durumu bildirdiğini beyan ettiği, her ne kadar dosya kapsamında mevcut kira sözleşmesinde, dava konu yerin Rizvaniye vakfından sanık Celal tarafından kiralandığı anlaşılmış ise de, 28/09/2011 tarihli tutanak içeriği, tanık beyanı ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sanık Müslüm’ün atılı suçu işlediğinin sabit olduğu ve savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu, bu itibarla sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sanığın beraatine ilişkin hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 19/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.