Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/883 E. 2014/18388 K. 22.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/883
KARAR NO : 2014/18388
KARAR TARİHİ : 22.09.2014

Tebliğname No : 12 – 2013/128660
Mahkemesi : Küçükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 17/01/2013
Numarası : 2011/473-2013/28
Suç : Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme

Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Dosya kapsamına göre, sanık Mustafa’nın, aleyhine boşanma davası açmasından dolayı tepki duyduğu resmi nikahlı eşi Kıymet’in bilgisi ve rızası dışında, onun adına, facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde üyelik işlemleri yaparak, oluşturduğu sahte hesapta, katılanın ismi, soy ismi, doğum tarihi, medeni durumu gibi kişisel bilgilerine yer verip, katılanın günlük kıyafetleriyle poz vermiş şekilde çektirdiği fotoğraflarını, başkalarının bilgi ve görgüsüne sunduğu iddiasına konu olayda,
Sanık ve katılan arasındaki boşanma davası 01.09.2010 tarihinde açılmış olup, şikayete konu facebook hesabına, 18.10.2010-19.10.2010, 23.11.2010-01.12.2010 tarihlerinde, sanığın abonesi olduğu telefona bağlı internet aracılığıyla İstanbul’daki ortak konuttan, 25.10.2010-26.10.2010 tarihinde Ankarada’ki internet kafeden, 19.02.2011-20.02.2011 tarihinde sanığın arkadaşının sahibi olduğu otelden erişim sağlandığının belirlenmiş olması, söz konusu hesaba anılan tarihlerde sanık tarafından giriş yapıldığının sanığın da kabulünün olması, aynı tarihlerde, katılanın Malatya’da görevli olması, tanıkların, katılanın iddialarını doğrular mahiyette anlatımda bulunmaları, kendisine ait facebook hesabı bulunan katılanın, yeni bir facebook hesabı açıp, şifresini bildiği bu hesabı, aleyhine boşanma davası açtığı ve fiilen ayrı yaşadığı sanıkla beraber kullanmaya devam etmesinin, müşterek hayat tecrübeleri ve dosya içeriği nazara alındığında, katılandan beklenen bir davranış biçimi olarak kabul edilemeyecek olması karşısında, sanığın, söz konusu hesabı ve hesaba ait şifreyi katılanla birlikte oluşturduklarına dair kendisini cezalandırılmaktan kurtarmaya yönelik, inandırıcılıktan uzak, soyut savunmalarına itibar edilemeyeceği, katılanın, özde değişmeyen, maddi delillerle ve tanıkların anlatımlarıyla da doğrulanan iddialarına üstünlük tanınarak, mevcut olan delillerin, iddiaya konu eylemi gerçekleştirenin sanık olduğunu açık ve net olarak ortaya koyduğu gözetilip, katılanın kişisel bilgilerini ve fotoğraflarını, belirli olmayan ve birden fazla kişi tarafından algılanabilme imkanı bulunan facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde, hukuka aykırı olarak yayan sanığın, üzerine atılı TCK’nın 136/1. maddesindeki verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunun sübut bulduğunun kabul edilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek, oluşa ve dosya kapsamına uygun düşmeyen yazılı gerekçelerle, sanık hakkında beraat kararı verilmesi,
2- Kabul ve uygulamaya göre de:
Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına, hazine aleyhine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/5. maddesi gereğince, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3- Bozma nedenine göre de:
TCK’nın 6/1-g maddesinde, ceza kanunlarının uygulanmasında, basın ve yayın yolu ile deyiminden; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınların anlaşılacağının belirtilmesi karşısında, hükümden önce 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun Geçici 1. maddesinin, “31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı; a) Soruşturma evresinde, 04/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine, b) Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine, c) Kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesine, karar verilir.” hükmü gereğince, kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 22.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.