Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/8494 E. 2014/21007 K. 27.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/8494
KARAR NO : 2014/21007
KARAR TARİHİ : 27.10.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/255149
Mahkemesi : Nazilli 2. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 10/06/2013
Numarası : 2012/71 – 2013/77
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat

Davacı vekilinin 05.11.2012 tarihli dilekçesi ile müvekkilinin bir suç soruşturması nedeniyle tutuklandığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Tazminat davasının dayanağını oluşturan Sarayköy Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/204 Esas – 2012/44 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve 2863 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından tutuklu kaldığı ve yargılama sonunda 21.02.2012 tarihinde beraatine hükmedildiği, kararın 19.03.2012 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 05.11.2012 tarihinde, CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmış; tazminat davasının dayanağı olan ceza dosyasında davacının fiilen 40 gün tutuklu kalmış olmasına rağmen ve tutukluluk süresinin mahkemece belirleneceği dikkate alınmadan, tutukluluk süresini 39 gün olarak belirleyen bilirkişi raporunun hükme esas alınması ve davacı vekilinin tahliye tarihinden itibaren yasal faiz talep ettiği ancak tahliye tarihini hataen 03.07.2009 yerine 06.07.2009 olarak belirtmiş olduğu dikkate alındığında, yasal faizin tahliye tarihi olan 03.07.2009 tarihi yerine taleple bağlı kalındığı gerekçesiyle 06.07.2009 tarihinden itibaren işletilmesi; temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, davacının tutuklu kaldığı süre dikkate alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçütlere uymayıp fazla tayini,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 27.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.