Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/7755 E. 2014/15818 K. 25.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/7755
KARAR NO : 2014/15818
KARAR TARİHİ : 25.06.2014

Tebliğname No : 12 – 2013/394107
Mahkemesi :Gemlik 1. Sulh Ceza Mahkemesi
Tarihi :01.07.2013
Ek Karar Tarihi :09.07.2013
Numarası :2010/811 – 2013/1027
Suç :Taksirle yaralama

Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Anayasa Mahkemesi’nin 07.10.2009 gün ve 27369 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanıp, yayımından itibaren bir yıl sonra 07.10.2010 tarihinde yürürlüğe giren, 23.07.2009 gün ve 2006/65 Esas, 2009/114 karar sayılı iptal hükmünün yürürlüğe girdiği tarihe kadar 5237 sayılı TCK’nın 50 ve 52. maddeleri ve 765 sayılı TCK hükümleri uyarınca doğrudan hükmedilip, başkaca hak mahrumiyeti içermeyen 2000 TL’ye kadar (2000 TL dahil) adli para cezalarına ilişkin mahkumiyet hükümleri 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı Kanun’un 305. maddesi gereğince kesin nitelikte olup, 07.10.2010 ila 6217 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihine kadar ise mahkumiyet hükümlerinin hiçbir istisna öngörülmeksizin temyizi mümkün, 14.04.2011 ve sonrasında ise, doğrudan hükmedilen 3000 TL’ye kadar (3000 TL dahil) para cezaları 5320 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesi uyarınca kesin niteliktedir. Ancak, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 05.04.2011 tarih, 2010/7-262 esas, 2011/35 karar sayılı içtihatında belirtildiği üzere, mahkemelerce doğru uygulama yapıldığında temyiz incelemesine konu olabilecek bir eylemde, suç niteliği doğru belirlenmesine karşın, yanılgılı bir uygulama ile kesinlik sınırı içinde kalan bir cezanın verilmesi halinde, bu gibi hükümler, başvuru üzerine temyiz denetimine konu olabileceğinden; tam kusurlu eylemiyle sebebiyet verdiği kaza sonucu katılanın hayati tehlike geçirmeksizin hayat fonksiyonlarına etkisi ağır 5. derecede kemik kırığı meydana gelecek şekilde yaralanmasına neden olan sanık hakkında tayin edilen temel cezada TCK’nın 89/2-b maddesi uyarınca yarı oranında artırımla doğru uygulama yapılması halinde sanığa verilecek cezanın 3.000 TL’nin üzerinde ve kesinlik sınırı dışında kalacağı değerlendirilerek, 09.07.2013 tarihli ek kararla verilen ret kararının kaldırılması suretiyle yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin bilinçli taksirin şartlarının gerçekleştiğine, eksik incelemeye, sair nedenlere ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Mağdur hakkında Adli Tıp Kurumu Bursa Adli Tıp Şube Müdürlüğünce düzenlenen 03.06.2010 tarihli adli rapor içeriğinde mağdurun olay sebebiyle yaşam fonksiyonlarına etkisi ağır 5. derecede kemik kırığı meydana gelecek şekilde yaralandığının belirtilmesi karşısında, sanık hakkında tayin olunan temel cezada TCK’nın 89/2-b maddesi uyarınca arttırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi sureyle eksik ceza tayini,
2- Gerekçeli karar başlığında suçun işlendiği zaman diliminin gösterilmemesi ve “18.05.2010” olan suç tarihinin, “15.08.2010” olarak yazılması suretiyle suretiyle CMK’nın 232/2-c maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 25.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.