Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/726 E. 2014/14069 K. 09.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/726
KARAR NO : 2014/14069
KARAR TARİHİ : 09.06.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/132215

Mahkemesi : Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi

Tarihi : 31/01/2013

Numarası : 2012/294 – 2013/8

Dava : Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat

Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine, hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının toplamı üzerinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin üçüncü kısmında yer alan oranlar üzerinden, nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, karar tarihindeki maktu vekalet ücretine hükmedilmesi, temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.

Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

1-Davacının tutuklu kaldığı süreye ilişkin olarak ödenmediği iddia olunan muhtarlık maaşına dayalı gelir kaybı ile ilgili olarak, kamu görevlilerinin haklarındaki dava veya soruşturmaların beraat veya kovuşturma yapılmasına yer olmadığı şeklinde lehe neticelenmesi sonrası, kanun gereği, biriken ve ödenmeyen parasal hakların bağlı oldukları idari kuruma yapılacak başvuru yoluyla veya yetkili ve görevli idare mahkemesine konu ile ilgili yasal düzenlemelere uyulmadığı gerekçesi ile başvurulması halinde, ispatlanan maddi zararın hüküm altına alınabileceğinin anlaşılması ve davacının çiftçilik ve hayvancılıkla uğraştığı, tutukluluğu süresinde tarımsal faaliyette bulunamadığı için gelir elde edemediği gerekçesi ile yetinilerek, buna ilişkin herhangi bir bilgi kayıt ve belgenin sunulamaması, ayrıca davacının tutukluluğu nedeni ile uğranıldığı iddia olunan tarımsal kazanç kaybı farkını belirlemeye esas olmak üzere önceki yıllara ait kazanç tutarı ile tutukluluk sırasında elde edilen gerçek zirai kazanç tutarlarına ilişkin kayda dayanan herhangi bir miktar beyan edilmediği, zirai kazanç kaybına esas alınmış olan bilirkişi raporunda da varsayımsal değer ve saptamalara yer verilmiş olması karşısında, maddi tazminata esas teşkil edebilecek gelir kaybına ilişkin belge ibraz edilmediği dikkate alınarak, davacının vasıfsız işçi gibi değerlendirilerek tutuklu kaldığı dönemde geçerli olan net asgari ücret üzerinden hafta sonu, dini ve milli bayram tatilleri nedeniyle indirim yapılmadan hesaplanacak miktarın maddi tazminat olarak hüküm altına alınması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde maddi tazminata hükmedilmesi,

2- 29/05/1957 tarih ve 4-16 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği üzere, vekalet ücreti, yargılama giderleri kapsamında olup bu hakkın asıl davadan bağımsız olarak dava konusu yapılamayacağı, ancak ait olduğu davada hüküm altına alınması gereken ve ilgili davada temyizen incelenebilecek haklardan olması nedeniyle, ceza davasında ödenmeyen vekalet ücretinin, maddi tazminat kapsamında ayrıca dava konusu edilemeyeceğinin anlaşılması karşısında, tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyasında, beraatine hükmedilen davacının kendisini vekil ile temsil ettirmiş olması ve talep nedeniyle, ”1.000” TL vekalet ücretinin maddi tazminat kapsamında hüküm altına alınması suretiyle, davacı yararına fazla maddi tazminata hükmedilmesi,

3-Yapılan temyiz incelemeleri sırasında, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla dava açıldığının tespit edilmesi nedeniyle, hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, davacı lehine aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış başka dava bulunup bulunmadığının, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden sorgulanıp, ilgili maliye hazinesinden sorularak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

İsabetsiz olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 09.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.