Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/7129 E. 2014/11596 K. 13.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/7129
KARAR NO : 2014/11596
KARAR TARİHİ : 13.05.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/300210

Mahkemesi : Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi

Tarihi : 07/05/2013

Numarası : 2013/139 – 2013/225

Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat

Davacı vekilinin 10.06.2004 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek 466 sayılı Kanun gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;

Tazminat davasının dayanağını oluşturan Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 2001/417 Esas – 2002/23 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) Irza geçmek suçundan, 13.06.2001 – 04.02.2002 tarihleri arasında tutuklu kaldığı ve yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, hükmün temyiz incelemesi sonucu onanmak suretiyle 24.02.2004 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 10.06.2004 tarihinde işlem tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanun gereğince öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, dava için kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla,

Bozmaya uyularak yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekilinin davacının kendi kusuru ile tutuklanmasına neden olduğuna, davacı vekilinin eksik incelemeye ve tazminat miktarına ilişkin temyiz itirazının reddine, ancak;

Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve tutuklamanın yapıldığı 13.06.2001 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi karşısında tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, 236 gün süreyle tutuklanan davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçütlere uymayıp fazla tayini,

Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin tazminat miktarına ilişkin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 13.05.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.