Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/7061 E. 2014/26766 K. 26.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/7061
KARAR NO : 2014/26766
KARAR TARİHİ : 26.12.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/310781
Mahkemesi : İstanbul 22. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 06/09/2012
Numarası : 2012/34-2012/755
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Olay günü saat 13:00 sıralarında Asayiş Şube Müdürlüğüne bağlı güven timlerinin Beyazıt Vezneciler altgeçidinde durumundan şüphelendikleri sanığı durdurdukları ve elindeki poşette ne olduğunu sordukları, sanığın kendi rızası ile poşet içerisinde bulunan bir adet bakır hamam tası, 2 adet bakır sahan kapağı ile 3 adet bakır sahanı polislere gösterdiği, dosya kapsamında mevcut bağımsız bilirkişi raporunda, dava konusu eserlerin 20. yüzyılda üretilmiş etnoğrafik eser olduklarının, hamam tasının diğerlerine nazaran daha eski olduğunun, bir eserde 1869 tarihinin okunduğunun, Abdülmecit’in tahta çıktığı 1839 yılından sonra üretilen eserlerin tarihi eser olarak kabul edilmediği yorumunun rahatlıkla yapılabileceğinin, dava konusu eserler nedeniyle 2863 sayılı Kanuna aykırı davranılmadığının belirtildiği, mahkemece bu rapor hükme esas alınarak beraat kararı verilmiş ise de;
Korunması Gerekli Taşınır Kültür ve Tabiat Varlıklarının Tasnifi, Tescili ve Müzelere Alınmaları Hakkında Yönetmeliğin 3/1 – (ı) maddesinde tescile tabi etnoğrafik eserin, “günümüzden yüzyıl öncesine kadar olanlar hariç, halkın hayat tarzını, dönemin sosyal, teknik ve ilmi özellikleri ile kültürünü temsil eden araç ve gereçler dahil bilim, kültür, din ve mihaniki sanatlarla ilgili, belge değeri bakımından korunması gerekli insan yapısı taşınırları” ifade ettiğinin belirtildiği, bu itibarla, suç tarihinden 100 yıl öncesinin 1911 tarihine tekabül ettiği, dava konusu 1 eserde 1869 tarihinin okunduğunun belirtilmesi karşısında, belirtilen eserlerle ilgili olarak, bir eserin hem etnoğrafik nitelikte olup hem 2863 sayılı Kanun kapsamı dışında ve ayrıca tasnif ve tescil dışı bulunmasının mümkün olmadığı, zira “tasnif ve tescil dışı olma” ifadesinin korunması gerekli görülmeyen varlıklar için kullanılabileceği, etnoğrafik nitelikteki kültür varlıklarının ise 2863 sayılı Kanun’da korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlıkları arasında sayıldığı, 2863 sayılı Kanun kapsamı dışında olan objelerin Kanun tarafından koruma altına alınmayan, söz konusu Kanunun konusunu oluşturmayan varlıklar olduğu, dolayısıyla, sözü edilen eserler yönünden bilirkişi raporunda çelişki mevcut olduğu anlaşılmış olup, üniversitelerin arkeoloji ve sanat tarihi kürsülerine mensup öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak, sözü edilen eserler yönünden bilirkişi raporundaki çelişkinin giderilmesi için yeniden rapor aldırılması ve Kanun kapsamında kaldıklarının tespit edilmesi halinde sanık hakkında “kültür varlığı bulundurma” suçundan hüküm tesis edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 26/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.