Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/6905 E. 2014/22910 K. 17.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/6905
KARAR NO : 2014/22910
KARAR TARİHİ : 17.11.2014

Tebliğname No : 12 – 2013/289697
Mahkemesi : Karaman 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 09/05/2013
Numarası : 2012/437-2013/403
Suç : Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme

Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan suça sürüklenen çocuğun beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Mahkeme zabıt katibi tarafından 16.10.2012 tarihli beş sayfalık duruşma tutanağının ilk sayfası fiziki ve elektronik olarak imzalanmamış ise de, sözü geçen duruşma tutanağının diğer sayfalarının ilgili zabıt katibi ve tüm sayfalarının hakim tarafından fiziki olarak imzalanmış ve sahteliğinin de iddia edilmemiş olması karşısında; bu husus mahallinde düzeltilebilir yazım eksikliği olarak değerlendirilmiştir.
15.01.1996 doğumlu olan suça sürüklenen çocuk hakkında yapılan yargılamada, 29.03.2013 tarihli duruşmanın, suça sürüklenen çocuğun onsekiz yaşını doldurmadığı dikate alınarak, CMK’nın 185/1. maddesi gereğince kapalı yapılması gerektiğinin gözetilmeden açık olarak yapılması; telafisi mümkün olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Suça sürüklenen çocuk hakkında beraat kararı verilmesi nedeniyle CMK’nın 232/2-c maddesi gereğince suçun işlendiği tarihin gerekçeli karar başlığına yazılması zorunluluğu bulunmamasına rağmen 19.06.2011 olan suç tarihinin 12.06.2011 olarak gerekçeli karar başlığında gösterilmesi, mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı olarak değerlendirilmiş; bu nedenle bozma öneren tebliğnamedeki (3) numaralı bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin, diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Gerekçeli karar başlığında, suça sürüklenen çocuk müdafiinin adı ve soyadının yazılmaması suretiyle CMK’nın 232/2-b maddesine aykırı hareket edilmesi,
2- Gerek suça sürüklenen çocuğun, gerek katılan-mağdurun beyanlarına nazaran, mağdurun istemi üzerine suça sürüklenen çocuk tarafından mağdur adına ve onun tarafından kullanılmak üzere facebook hesabı açılmış olup, suça sürüklenen çocuğun, öncesinde yakın arkadaş olmaları nedeniyle mağdurun facebook hesabının şifresini biliyor olmasına ve tarafların bir meseleden dolayı aralarının açılıp, birbirleriyle görüşmedikleri dönemde
mağdurun elektronik posta adresinin ve bu adresle bağlantı kurulan facebook hesabının internet şifresinin değiştirilmesine, suça sürüklenen çocuğun, 20.06.2011 tarihli, “Kırdım şifresini dondurdum, insanlık bizde kalsın, sizin onca şeyinize rağmen…” şeklindeki mesajı mağdurun annesinin telefonuna kendisinin gönderdiğine dair savunmasına, mağdura ait facebook hesabında 19.06.2011 tarihinde cinsel içerikli yazışmalar yapıldığını gösteren internet çıktılarına, soruşturma aşamasında yapılan araştırmalar neticesinde mağdura ait elektronik posta adresine suça sürüklenen çocuğun babasının abonesi olduğu telefona bağlı IP adresinden 19.06.2011 tarihinde erişim sağlandığının belirlenmesine, tarafların ortak tanıdığı olan tanık A.’nin, mağdura ait elektronik posta adresinin ve bu adresle bağlantı kurulan facebook hesabının internet şifresini suça sürüklenen çocuktan öğrenip, tanık D..’a bildirdiğine ve yine tanık D..’un diğer tanık A..den öğrendiği şifreyi mağdurun annesine söylediğine ilişkin anlatımlarına, mağdur ile mağdurun annesinin maddi delillerle ve tanıkların anlatımlarıyla doğrulanan samimi beyanlarına ve dosya kapsamına göre;
Suça sürüklenen çocuğun, mağdurla aralarında husumet başladığı dönemde, daha önce bildiği mağdura ait elektronik posta adresinin ve bu adresle bağlantı kurulan facebook hesabının internet şifresini ve ismini değiştirerek, hakkı bulunmadığı halde bilişim sistemindeki mağdura özel kısma girdiği ve mağdura ait facebook hesabı üzerinden, mağdur tarafından yazılıyormuş algısı doğuracak şekilde, mağdurun arkadaşlık listesindeki kişilerle cinsel içerikli sohbet yapıp, hukuka aykırı olarak sistemde kalmaya devam ederek, mağdurun sistemdeki kendisine ait kısma erişimini engellediği anlaşılmakla;
Suça sürüklenen çocuğun, mağdura ait elektronik posta adresinin ve bu adresle bağlantı kurulan facebook hesabının internet şifresini, daha önceden bildiği ve iddianamede, suça sürüklenen çocuğun mağdura ait başka bir kişisel veriyi, hukuka aykırı olarak ele geçirdiği, başkasına verdiği ya da yaydığının iddia edilmediği nazara alındığında, suça sürüklenen çocuğun eyleminde TCK’nın 136/1. maddesindeki verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı,
Ancak; bilişim sistemindeki mağdura özel kısma girip, hukuka aykırı olarak sistemde kalmaya devam eden ve mağdurun bilişim sistemindeki kendisine ait kısma erişimini engelleyen suça sürüklenen çocuk hakkında, TCK’nın 244/2. maddesindeki sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek, oluşa ve dosya kapsamına uygun düşmeyen yazılı gerekçelerle, suça sürüklenen çocuk hakkında beraat kararı verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 17.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.