Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/6761 E. 2014/24971 K. 08.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/6761
KARAR NO : 2014/24971
KARAR TARİHİ : 08.12.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/393277

Mahkemesi : Van 2. Ağır Ceza Mahkemesi

Tarihi : 04/10/2013

Numarası : 2010/211 – 2013/368

Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat

Davacı vekilinin 26.04.2010 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek 466 sayılı Kanun gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;

Yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekilinin, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

Dava, 466 sayılı Kanun hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkin olup; Ceza Genel Kurulu’nun 23/03/2010 tarih ve 2009/256 Esas ve 2010/57 sayılı kararına göre 466 sayılı Kanunun 2. maddesindeki üç aylık sürenin başlangıcı için 21/04/1975 tarih ve 3-5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına atıf yapılarak kesinleşen beraat kararından davacının haberdar olmasının aranması gerektiği ve dairemizce benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 06.05.2014 tarih, 2014/141 esas, 2014/229 sayılı kararında da belirtildiği üzere beraat veya kovuşturmaya yer olmadığına dair kararların Yazı İşleri Yönetmeliğine göre süresinde tebliğ edilip kesinleşme tarihinden itibaren her halukarda 10 yıl, kesinleşmiş kararların tebliğinden itibaren ise 3 ay içinde tazminat davasının açılması gerektiği şeklindeki kabulü nazara alındığında; tazminat davasının dayanağını oluşturan Van 2 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin 05.04.2004 tarih, 2003/167E-2004/54K sayılı beraat hükmünün, 27.07.2005 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 26.04.2010 tarihinde açıldığı dikkate alındığında, her ne kadar kesinleşme şerhli karar tebliğinin yapılmadığı tespit edilmiş ise de; özellikle davacının tutuklandığı tarihte geçici köy korucusu olarak görev yaptığı da gözetilip, davacının işine devam edebilmek için hakkında verilen beraat hükmünün kesinleşmiş örneğini ilgili kuruma sunmak veya dosyadan belge almak ve benzeri yollarla hakkında verilen beraat hükmünün kesinleştiğini öğrenip öğrenmediğinin şüpheye yer vermeyecek şekilde belirlenerek, davanın 466 sayılı Kanunda öngörülen 3 aylık sürede açılıp açılmadığının belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi,

Kabule göre de;

1- Van F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğünün 27.11.2012 tarihli cevabi yazısı ile sistem ve tutuklu/hükümlü defter kayıtları üzerinde yapılan araştırmada, davacının ilgili tutuklama müzekkeresine istinaden kurumlarında bulunmadığının, herhangi bir giriş kaydının mevcut olmadığının ve ilgili tutuklama müzekkeresinin infaz edilmediğinin bildirildiği dikkate alındığında, tazminat istemine dayanak olan tutuklama müzekkeresinin infaz edilip edilmediğinin araştırılması, infaz edilmiş olması halinde, infaz tarihlerinin ilgili ceza infaz kurumundan sorulması suretiyle infaz edilen sürenin tereddüte mahal vermeyecek şekilde tespit edilmesi sonrası bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

2- Başkale Kaymakamlığı Yazı İşleri Müdürlüğünün 22.12.2010 tarihli cevabi yazısına göre, tutuklandığı tarihte geçici köy korucusu olarak görev yapan davacının tutukluluk süresince maaşından herhangi bir kesinti yapılmadığının ve maaşının tam olarak ödendiğinin bildirildiği dikkate alındığında, davacının herhangi bir maddi kazanç kaybı bulunmadığı halde, asgari ücret üzerinden hesaplanan 616,61 TL’nin maddi kazanç kaybı olarak tayini,

3- 29/05/1957 tarih ve 4-16 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere, ait olduğu davada hüküm altına alınması gereken vekalet ücreti, yargılama giderleri kapsamında olup bu hak asıl davadan bağımsız olarak dava konusu yapılamayacağı ve ceza davasında ödenmeyen vekalet ücretinin, maddi tazminat kapsamına dahil edilemeyeceği gözetilmeden, davacı lehine beraat kararının verildiği tarihte geçerli Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre belirlenen 700 TL vekalet ücretinin maddi tazminat hesabına dahil edilmesi,

4- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Sistemi üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 08.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.