Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/6755 E. 2014/25156 K. 09.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/6755
KARAR NO : 2014/25156
KARAR TARİHİ : 09.12.2014

Tebliğname no : 12 – 2014/23803

Mahkemesi : İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesi

Tarihi : 09/10/2013

Numarası : 2012/480 – 2013/263

Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat

Davacı vekilinin 26.12.2012 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;

Tazminat davasının dayanağı olan İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 2009/228 Esas – 2010/185 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan, 21.05.2009 – 11.06.2010 tarihleri arasında tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, hükmün temyiz incelemesi sonucu onanmak suretiyle 03.07.2012 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 26.12.2012 tarihinde, CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmış; manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun vasıf, mahiyet ve niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespit edildiğinden, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiş, davacı yararına hükmedilen toplam tazminat miktarına göre karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca nisbi vekalet ücreti yerine, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi; temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.

Yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekilinin, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

1- Davacı vekili, 26.12.2012 tarihli dilekçesi ile müvekkili olan davacının 21.05.2009 ile 11.06.2010 tarihleri arasında “386 gün” süre ile haksız olarak tutuklu kaldığını, tutuklu kalması nedeniyle işverence iş aktinin sona erdirildiğini, iş aktinin sonlanmasıyla kıdem tazminatı alacağından mahrum kaldığını, ayrıca tutuklandığı süredeki ücretini de alamadığını belirterek 22.000 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur,

Mahkemece yapılan yargılama sonunda, mali müşavir bilirkişiden rapor almak suretiyle, davanın kısmen kabulü ile ‘7.506,87 TL ücret alacağı ve 10.665,12 TL kıdem tazminatı olmak üzere toplam 18.171 TL maddi, 20.000 lira manevi tazminatın davalı hazineden alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

Kıdem tazminatı; çalışan işçinin hizmet süresi boyunca verdiği emeğin karşılığını almasını sağlayan yasal bir sistemdir, kıdem tazminatı hesaplanırken işçiye çalıştığı her bir tam yıl için, giydirilmiş brüt ücretinin otuz günlük tutarı ödenir. Geçerli olan 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14’üncü maddesine göre, 4857 sayılı İş Kanunu çerçevesinde çalışanlar işverenlerinden kıdem tazminatı alabilir. İlgili kanunda 7 hal belirtilmiştir, bunlar: işverenin haklı bir sebep olmadan işten çıkartması, işçinin haklı bir sebeple işi bırakması, erkek çalışanların askerlik için işi bırakması, emekli olmak amacıyla işçinin işi bırakması, emeklilikle ilgili diğer şartları tamamlayıp, emeklilik yaşını evinde beklemek amacıyla işçinin işi bırakması, kadın işçinin evlendikten sonraki bir yıl içinde işi bırakması ve işçinin ölmesi. Bu belirtilen hallerden herhangi birisinde, her çalışma yılına işçinin bir brüt maaşı tutarında kıdem tazminatı ödenecektir.

İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu madde, işverenin derhal fesih hakkını doğuran sebepleri değişik başlıklar altında düzenlemektedir. Bunlar; sağlık sebepleri, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri, zorlayıcı sebepler ve işçinin gözaltına alınması veya tutuklanması halindeki devamsızlığının belirli bir süreyi aşması olmak üzere dört ana başlık altında toplanmıştır. İşçinin gözaltına alınması veya tutuklanması nedeniyle işe devamsızlığının İş Kanunu’nun 17. maddesindeki bildirim süresini (bildirim öneli) aşması durumunda işverenin iş sözleşmesini bildirimsiz olarak ve tek taraflı feshetme hakkı bulunmaktadır.

Bu açıklamalar ışığında dosya kapsamı incelendiğinde;

Sigorta kaydı altında 01.04.1996 – 06.09.2009 tarihleri arasında … Petrol Ürünleri Nakliyat İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketin’de sözleşmeli işçi olarak çalışan davacının, 21.05.2009’da tutuklanması nedeniyle iş veren tarafından iş akti 06.09.2009 tarihinde tek taraflı olarak İş Kanunu’nun 25/II-g ve 25/4 maddeleri gereğince feshedildiği görülmüştür, davacının önceki işyerinden kıdem tazminatı alacağını alıp almadığı ise araştırılmamıştır.

Beraatle neticelenen ceza davası sonunda davacı haksız yere 386 gün süreyle tutuklanmış, iş akti işveren tarafından haklı nedenle fesih edilmesinden ötürü şayet kıdem tazminatı alacağından mahrum bırakılmışsa kendisinden kaynaklanan bir kusuru olmaksızın davacının kıdem tazminatı alacağından bu şekilde mahrum bırakılması evrensel hukuk kuralları ve tazminat hukukunun genel prensiplerine aykırılık teşkil edecektir. Davacı tutuklu kaldığı dönem içerisinde alamadığı ücret alacaklarını CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince talep edebilecek bunun yanı sıra da iş akti işveren tarafından haklı nedenle feshedilmiş davacı bakımından İş Kanunu çerçevesinde almaya hak kazandığı haksız tutuklama nedeniyle alamadığı kıdem tazminatının da CMK’nın 141. maddesinde değinilen her türlü maddi zarar kapsamında olduğu değerlendirilmelidir,

Bu kapsamda, öncelikle mahkemece davacının önceki işyerinden kıdem tazminatı alacağını alıp almadığı, buna ilişkin açılmış bir dava olup olmadığı araştırılarak davacının kıdem tazminatını alıp alamadığının belirlenmesinden sonra, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde kıdem tazminatı alacağına da maddi tazminat kapsamında hükmedilmesi,

2- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Sistemi üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 09.12.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.