Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/6735 E. 2014/11633 K. 13.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/6735
KARAR NO : 2014/11633
KARAR TARİHİ : 13.05.2014

.
Tebliğname no : 12 – 2013/240000
Mahkemesi : Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 11/01/2013
Numarası :2007/373 – 2013/27
Suç :Taksirle öldürme

Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Olay günü saat 12:00 sıralarında ailesi ile birlikte yemek yediği sırada rahatsızlandığı ve 1.5 aydır gizli gizli kolonya içtiği bildirilen N. K.’ın saat 16:00 sıralarında götürüldüğü Hendek Devlet Hastanesi acil servisinde gerekli müdahalelerin yapılarak, tanık Dr. Ö. D.tarafından “alkol intoksikasyonu” tanısı ile bir üst sağlık kuruluşu olan Sakarya Devlet Hastanesi’ne sevk edildiği, saat 17:30 sıralarında Sakarya Devlet Hastanesi acil servisine ambulansla getirilen N.K.’ı gören acil nöbetçi doktoru olan sanık O.. E..’nun, herhangi bir müdahalede bulunmaksızın “bunun bir şeyi yok, kolonya içmiş, iki duble rakı içsin iyileşir, alın bunu götürün” şeklinde beyanda bulunarak, N. K.’ı hastaneye kabul etmediği, ambulansta görevli tanıkların ısrarlarına ve tanık Dr. Ö. D. ile telefonda görüşmesine rağmen fikrini değiştirmediği, bunun üzerine Hendek Devlet Hastanesine geri götürülen N. K.’a, katılan ve tanık İ. K.’ın bildirdikleri üzere tanık Dr. Ö. D.’in de sevk ettiği hastaya bakamayacağı gerekçesi ile müdahalede bulunmadığı, bundan sonra başka bir sağlık kuruluşuna götürülmek üzere ailesi tarafından araca bindirilen Nail Kandaz’ın, yolda kusması, rahatsızlığının artması nedeniyle Akyazı Devlet Hastanesine saat 20:07 itibariyle götürüldüğü, buradaki müdahaleler sonrası sevk edildiği Sakarya Devlet Hastanesinde de öldüğünün tespit edildiği olayda,
Metil alkol intoksikasyonu sonucu öldüğü belirlenen N.K.’ı, Yüksek Sağlık Şurasının 25-28/03/2009 gün ve 12064 sayılı raporunda da bildirildiği üzere hastaneye yatırmayan ve ilgili branş hekimlerine danışmayan sanığın kusurlu olduğunun kabulünde bir isabetsizlik yok ise de;
Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nin 12.02.2010 ve Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’nun 24.05.2012 tarihli raporlarında, “metanol intoksikasyonu ön tanısı ile gönderilen hastanın hastaneye yatışını ve takibini yapmayan sanık doktor O.. E..’nun eylemlerinin tıp kurallarına uygun olmadığına; metanolun içilen miktara ve alındıktan sonra geçen süreye bağlı olmak üzere öldürücü nitelikte bir intoksikasyon yaptığı dikkate alındığında, yatırılarak tedavi edilmesi durumunda da kurtarılmasının kesin olmadığına” oy birliği ile karar verildiğinin anlaşılmasına, ölenin bir gece önce içmiş olduğu bildirilen kolonya miktarının bilinmemesi ve ölenin sağlık kuruluşuna götürülmesindeki gecikme sebebiyle ölüm ile sanığın kusurlu hareketi arasında uygun illiyet bağının kurulamamasına göre; N.K.’ı hastaneye yatırması gerektiği halde yatırmayarak, özensiz davranan ve görevinin gereklerine aykırı hareket eden sanık doktorun eyleminin görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğunun, TCK’nın 257/1. maddesi ile mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmeyerek yazılı şekilde TCK’nın 85/1. maddesi ile mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de;
1-Pratisyen doktor olup, başkaca bir geliri olmadığı anlaşılan sanık hakkında tayin edilen bir gün karşılığı adli para cezası miktarının, asgari haddin çok üzerinde, günlük 50 TL olarak belirlenmesi,
2-5237 sayılı TCK’nın 53/6. maddesinde, belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkumiyet hâlinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına karar verilebileceği düzenlenmiş olup, sanığın sabıkasız oluşu ve doktorluk yaparak geçimini sağladığı göz önüne alındığında, sanık hakkında asgari hadden çok fazla uzaklaşılarak, 1 yıl 6 ay meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına karar verilmek suretiyle, teşdidin derecesinde yanılgıya düşülmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince tebliğnamedeki isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 13/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.