Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/6601 E. 2014/25764 K. 16.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/6601
KARAR NO : 2014/25764
KARAR TARİHİ : 16.12.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/381581

Mahkemesi : Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesi

Tarihi : 02/10/2013

Numarası : 2013/195 – 2013/241

Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat

Davacı vekilinin 19.07.2013 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle gözaltına alındığını, yapılan soruşturma sonunda üzerine atılı suçla ilgili olarak hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;

Tazminat davasının dayanağı olan Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığının, 2012/3509 Soruşturma sayılı ceza dosyalarının incelenmesinde; şüphelinin (davacının) rüşvet almak suçundan, 28.04.2013 – 30.04.2013 tarihleri arasında gözaltında kaldığı, yapılan soruşturma sonunda hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, kararın itiraz edilmeksizin kesinleştiği, tazminat davasının 19.07.2013 tarihinde, CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmış, tazminat davasının, kendisine dayanak teşkil eden beraat hükmünün verilmesinden itibaren kısa bir süre geçtikten sonra açıldığının ve davacı ile avukatı arasındaki vekalet ilişkisi gösteren 03.05.2013 tarihli vekaletnamenin yeni tarihli ve genel nitelikli bir vekaletname olduğunun anlaşılması karşısında tebliğnamenin 1. bendinde yer alan bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.

Yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

1- Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltında kaldığı süre, gözaltı tarihi olan 28.04.2013 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi suretiyle tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, 2 gün süreyle gözaltında kalan davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçütlere uymayıp fazla tayini,

2- Maddi tazminatın hesaplanmasında davacının gözaltında kaldığı dosyada kendisini temsil ettirdiği avukata yapmış olduğu ödeme dolayısıyla hükmedilecek vekalet ücreti miktarının, ek kovuşturma kararının verildiği tarihte geçerli olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre ceza soruşturma evresinde takip edilen işler için belirlenen ve 2013 yılı için yürürlükte olan 400 TL ile sınırlı olması gerekirken, ödemeye ilişkin vergi kaydı, vergi beyannamesi veya tahakkuk fişi gibi belgelerle de desteklenmeyen ve davacı vekili tarafından dosyaya ibraz edilen avukatlık ücret sözleşmesi üzerinde yazılı 3.000 TL’nin maddi tazminat olarak hükmedilmesi,

3- 19.07.2013 olan dava tarihinin, gerekçeli karar başlığına 26.07.2013 olarak yazılması,

4- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Sistemi üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 16.12.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.