Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/6236 E. 2014/23054 K. 18.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/6236
KARAR NO : 2014/23054
KARAR TARİHİ : 18.11.2014

Karar no : 2014/23054
Tebliğname no : 12 – 2013/377822
Mahkemesi : Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 30/10/2013
Numarası : 2012/462 – 2013/386
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat

Davacı vekilinin 09.10.2012 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Tazminat davasının dayanağı olan Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 2011/59 Esas – 2012/222 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) kasten öldürme suçundan, 11.09.2011 – 02.02.2012 tarihleri arasında tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, hükmün temyiz edilmeksizin 17.07.2012 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 09.10.2012 tarihinde, CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmış, tazminat talebinin dayanağını teşkil eden Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 2011/59 Esas – 2012/222 Karar sayılı beraat hükmünün ve kesinleşme şerhinin bir suretinin dosya kapsamına alınması ve davacının infaz durumunun ilgili kurumdan sorularak öğrenilmesi nedeniyle tebliğnamenin 1-a. bendinde yer alan bozma isteyen düşünceye ve Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğünden getirtilen hizmet döküm belgeleri gereğince davacının tutuklanmadan önceki son ay aldığı ücret esas alınarak yapılan ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda maddi tazminat için hesap edilen miktarın iş makinası operatörü olarak çalışan davacının zararını gerçeğe yakın miktarda belirlediğinin anlaşılması karşısında, tebliğnamenin 2-a. bendinde yer alan bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tutuklanma tarihi olan 11.09.2011 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi suretiyle tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, 144 gün süreyle tutuklanan davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçütlere uymayıp fazla tayini,
2- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Sistemi üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, bu sebeplerden 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, hükmün isteme kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 18.11.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.