Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/6204 E. 2014/23785 K. 25.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/6204
KARAR NO : 2014/23785
KARAR TARİHİ : 25.11.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/377729
Mahkemesi : İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 18/09/2013
Numarası : 2013/119 – 2013/286
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat

Davacının 13.03.2013 tarihli dilekçesi ile bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Tazminat davasının dayanağı olan İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesinin, 2011/397 Esas – 2012/31 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) kasten öldürme suçundan, 10.08.2009 – 20.11.2009 tarihleri arasında tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, hükmün temyiz incelemesi sonucu onanmak suretiyle 18.12.2012 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 13.03.2013 tarihinde, CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmış, 18.09.2013 tarihli duruşma zaptının her üç sayfasında da mahkeme başkanının imzasının eksik olduğu, bu tutanakların her iki üye ve zabıt katibi tarafından da imzalandığının anlaşılması karşısında; bu husus mahallinde giderilmesi mümkün eksiklik olarak kabul edilmiştir.
Yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davacının tüm; davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Tazminat davasının dayanağı olan İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/397 Esas, 2012/31 Karar sayılı dosyasında davacının (sanığın) vekaletnameli bir müdafii veya Baro tarafından atanan zorunlu müdafii tarafından temsil edilip edilmediği belirlenip dosyaya davacı tarafından sunulan ve avukatlık ücreti olarak ödendiği iddia edilen banka dekontlarındaki miktarların davacının vekili olan avukatlara ödenip ödenmediği araştırılarak ödeme yapıldığı anlaşıldığı takdirde, beraat hükmünün verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 2.400 TL’nin yapılan ödemelerden düşülmesinden sonra kalan miktarın davacı lehine ödenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu
kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Sistemi üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3- Gerekçeli karar başlığına davalı vekilinin yazılmaması
4- Yargılama giderleri konusunda herhangi bir karar verilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 25.11.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.