Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/6171 E. 2014/10263 K. 29.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/6171
KARAR NO : 2014/10263
KARAR TARİHİ : 29.04.2014

Tebliğname no : 12 – 2014/20634
Mahkemesi : Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 20/11/2013
Numarası : 2013/359 – 2013/373
Dava : Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat

Davacı vekilinin 20.01.2009 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Tazminat davasının dayanağı olan İstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesinin, 2008/652 Esas – 2008/942 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan, 25.07.2008 – 29.09.2008 tarihleri arasında tutuklu kaldığı, yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, hükmün temyiz edilmeksizin 13.11.2008 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 20.01.2009 tarihinde, CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmış, yasal faizin tarih belirtilmeksizin talep edilmesi karşısında kabul edilen maddi ve manevi tazminat miktarlarına dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi yerine talepten fazla olacak şekilde tutuklama tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi mahkemenin yasal faizin tutuklama tarihinden başlamasını öngören 16.11.2011 tarihli 2009/31 Esas – 2011/503 Karar sayılı ilk hükmünün sadece davacı tarafından temyiz edilmesi ve Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 18.06.2013 tarih, 2013/10599 Esas – 2013/16628 Karar sayılı ilamı ile davacı taraf lehine bozulması nedeniyle bozma nedeni yapılamayacağından tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.
Bozmaya uyularak yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekilinin faiz tarihine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, 66 gün süreyle tutuklanan davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçütlere uymayıp fazla tayini,
2- Tazminat davasına dayanak teşkil eden İstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesinin, 2008/652 Esas – 2008/942 Karar sayılı dosyasında davacının tutuklu kaldığı 25.07.2008 – 29.09.2008 tarihleri arasındaki dönem içerisinde maddi zararını resmi bir belgeyle ispatlayamadığı nazara alınarak, davacının vasıfsız bir işçi gibi değerlendirilerek, tutuklu kaldığı dönemde geçerli olan net asgari ücret üzerinden, kesinti yapmadan hesaplanacak miktarın maddi tazminat olarak ödenmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, brüt asgari ücret üzerinden yapılan hesaplamayla, fazla miktarda maddi tazminata hükmedilmesi,
3- Davacı yararına vekalet ücreti tayin edilirken, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 2013 yılına ait Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen 2.640 TL’nin, maktu vekalet ücreti olarak ödenmesine karar verilmesi gerekirken 2.700 TL’nin vekalet ücreti olarak ödenmesine karar verilmesi
4- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna ve tazminat miktarına ilişkin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 29.04.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.