Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/6070 E. 2014/17052 K. 11.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/6070
KARAR NO : 2014/17052
KARAR TARİHİ : 11.07.2014

Tebliğname no : 9 – 2012/166325
Mahkemesi : İnebolu Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 23/03/2012
Numarası : 2010/49 – 2012/24
Suç : Taksirle yangın sonucu ölüme neden olma

Taksirle yangın sonucu ölüme neden olma suçundan açılan davanın zamanaşımı nedeni ile düşmesine ilişkin hüküm katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak,
Ruhsat sahibi olan E.. B..A.Ş’den cevher üretim işini alan S.. T.. İnşaat A.Ş Ortak Girişimi tarafından işletilen Küre ilçesindeki A.. Y..ı Bakır İşletmesi’nde 08.09.2004 tarihinde ihraç kuyusundaki dikey kovalı flexowell bandın tamirinin yapıldığı sırada, çıkış nedeni tespit edilemeyen yangın sonucunda oluşan dumandan etkilenen 19 çalışanın karbonmonoksit intoksikasyonu ve dumandan boğulma sonucu öldüğü, olayla ilgili olarak alınan bilirkişi raporlarında, şirket içinde farklı mertebelerdeki idari birimlerde görev alsalar da olayın gelişmesi ve sonuçlanmasında 21 Şubat 2004 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Yeraltı ve Yerüstü İşletmelerinde Sağlık ve Güvenlik Yönetmeliği’nin İkinci Bölümü’nde yer alan İşverenlerin Yükümlülükleri başlığı altında belirtilen hususlar kapsamında sanıklar S… İnşaat A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı A.. T..’in 1/16, Genel Müdür A.. I..’nın 1/16, Proje Müdürü K.. Ö..’ın 1/16, Proje Müdür Yardımcısı H.. O..’ın 1/16, Üretim Şefi M.. L..’ın 1/16, İş Güvenliği Uzmanı Y.. A..’ın 1/16 ve Planlama Şefi S.. Y..’in 1/16 ve ihraç kuyusunun başında bulunan bakım ve tamir ekibi şefi sanık Y.. A..’ın, yangını haber vermede gecikmeden ve madende mahsur kalan işçilerin tahliyesini doğru yönlendirmemeden dolayı 1/16 oranında kusurlu olduklarının belirtildiği; ayrıca, acil durumlarda ocakta çalışanları güvenli bir biçimde ocak dışına çıkarabilecek bir kaçış (ikinci) yolu bulunmaması nedeni ile proje müellifi ve proje onay makamının 2/8, işletmede işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda 15 günde bir denetim yapması gereken ve ruhsat sahibi tarafından görevlendirilen Fenni (teknik) Nezaretçi Erdinç Demirci’nin 1/8, olayın anında madenin içinde bulunan ve bakım ekibinin çalışmalarından sorumlu olan vardiya sorumlu mühendisi müteveffa S.. Ç.. ve vardiya
sorumlu formeni müteveffa R.. A..’ün, olayda hayatını kaybeden işçileri sığınma ceplerine yönlendirmede başarısız olmalarından dolayı her birinin 1/16 oranında kusurlu olduğunun kabul edildiği olayda, sanıkların lehlerine olan ve 765 sayılı TCK’nın 383/2. maddesine uyan eylemleri için aynı Kanunun 102/4 ve 104/2. maddeleri gereğince suç tarihinden itibaren hesaplanan 7 yıl 6 aylık zamanaşımı süresinin karar tarihinden önce gerçekleştiği gerekçesiyle, sanıklar hakkında açılan kamu davalarının 765 sayılı TCK’nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince düşmesine karar verilmiş ise de;
Sanıkların eylemlerinin 765 sayılı TCK’nın 455/2. maddesi kapsamında da değerlendirilebileceği nazara alındığında, öncelikle suça ilişkin nitelendirme yapıldıktan sonra dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği tespit edilmelidir.
Suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK’nın 383/2. maddesinde; taksirle yangın sonucu ölüme neden olma fiilleri yaptırıma bağlanmış, aynı Kanunun 455. maddesinde ise taksirle ölüme neden olmak fiilleri cezalandırılmıştır. Her iki maddede yaptırıma bağlanan fiillerin benzerliği, başka bir anlatımla taksirle yangın sonucu kişilerin yaralanması veya ölmesi ile sonuçlanan eylemlerde hangi hükümlerin uygulanacağı genel – özel hüküm uygulamasından hareketle sorun çözümlenmiş ise de; herhangi bir nedenle özel hükümden veya ağır olan hükümden cezalandırma imkanının ortadan kalkması halinde genel veya hafif olduğu kabul edilen hükümden cezalandırma imkanı bulunmakta ise failin cezalandırılması mümkün olacak mı? Başka bir anlatımla olayımızda olduğu gibi taksirle yangın sonucu kişilerin ölmesi halinde, eylemi özel olarak cezalandıran 383. madde gereğince zamanaşımı süresi gerçekleşmişse fail genel hüküm olan 455/2. maddesiyle mi cezalandırılacak, yoksa zamanaşımı nedeniyle düşme kararı mı verilecektir. Bu konu bugüne kadar tartışılmamış olmakla beraber, özel veya ağır cezayı gerektiren hüküm herhangi bir nedenle uygulama imkanını yitirmiş olmasına rağmen, genel hüküm uyarınca cezalandırma imkanı mevcutsa uyuşmazlık bu hüküm kapsamında çözümlenmelidir. Zira, iki hükmün birbirine nispetle özel ve genel hüküm teşkil etmeleri, genel hükmün bertaraf edilmesi için yeterli bir gerekçe değildir; kanun koyucunun, bir özel hükmü sevk ederken, bu hükmün kapsamına giren olaylara artık genel hükmün uygulanamayacağı iradesini de ortaya koyması gerekir (Prof. Dr. T.. Ç..; Özel Hüküm Genel Hükmü Daima Bertaraf Eder mi?, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, 1991/3). Buna göre; özel hüküm olan 383. maddenin, genel hüküm olan 455/2. maddenin uygulanmasını ortadan kaldırdığına dair anılan maddelerde doğrudan ya da dolaylı bir açıklamaya yer verilmemiş olması karşısında, failin hukuki durumu 455/2. maddeye göre belirlenecektir.
Bu açıklamalar ışığında somut olayda, 765 sayılı TCK’nın 383/2. maddesi gereğince gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle sanıkların cezalandırılma imkanı ortadan kalktığı, sanıkların hukuki durumunun aynı Kanun’un 455/2. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, yasal ve yeterli olmayan gerekçelerle, sanıklar hakkındaki davaların zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA,11/07/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.