Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/594 E. 2014/9210 K. 15.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/594
KARAR NO : 2014/9210
KARAR TARİHİ : 15.04.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/129590
Mahkemesi : Bartın Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 13/12/2012
Numarası : 2012/61 – 2012/199
Dava : Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat

Davacı vekilinin 09.03.2012 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Tazminat davasının dayanağını oluşturan Karabük Ağır Ceza Mahkemesinin 30.06.2009 tarih, 2008/38 Esas – 2009/157 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinden; sanığın (davacının) Kasten öldürme suçundan, 18.11.2007 – 08.04.2008 tarihleri arasında tutuklu kaldığı ve yargılama sonunda hakkında beraatine hükmedildiği, kararın temyiz incelemesi sonucunda onanmak suretiyle 15.03.2011 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 09.03.2012 tarihinde açıldığı anlaşılmakla,
Yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekilinin tazminat miktarına , davacı vekilinin faize ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Davanın süresinde açılıp açılmadığının belirlenmesi bakımından, tazminat davasının dayanağını oluşturan Karabük Ağır Ceza Mahkemesinin 30.06.2009 tarih, 2008/38 Esas – 2009/157 Karar sayılı beraat hükmünün, kesinleşme şerhli örneğinin davacıya tebliğ edilip edilmediği mahal mahkemesinden de sorulmak suretiyle, şüpheye yer vermeyecek şekilde belirlenerek, davanın süresinde açılıp açılmadığının tespit edilmesinden sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Sistemi (UYAP) üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabule göre de;
1- Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, 142 gün süreyle tutuklanan davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçütlere uymayıp eksik tayini,
2- Davacının 18.11.2007 – 08.04.2008 tarihleri arasında 142 gün süreyle tutuklu kaldığı, tutuklanmadan önce lokanta işlettiğini iddia eden davacının bu dönem içerisinde maddi zararını vergi kaydı, gelir vergisi beyannamesi gibi resmi bir belgeyle ispatlayamadığı nazara alınıp, davacının vasıfsız bir işçi gibi değerlendirilerek tutuklu kaldığı dönemde geçerli olan net asgari ücret üzerinden kesinti yapmadan hesaplanacak 2.159,86 TL’nin maddi tazminat olarak ödenmesine karar verilmesi gerekirken, hükme esas alınan bilirkişi raporunda asgari ücret üzerinden eksik hesaplama yapılması,
3- Davacının, beraat ettiği ceza dava dosyasında kendisini vekille temsil ettirdiğinin anlaşılması karşısında, beraat kararının verildiği tarihte geçerli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi üzerinden hesaplanacak vekalet ücretinin de talep sebebiyle maddi tazminata dahil edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4- CMK’nın 324/2. maddesine aykırı olacak şekilde yargılama giderleri konusunda hüküm kurulmaması
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna, davacı vekilinin tazminat miktarına ve eksik incelemeye ilişkin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, isteme uygun olarak, BOZULMASINA, 15.04.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.