Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/5809 E. 2014/22360 K. 10.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/5809
KARAR NO : 2014/22360
KARAR TARİHİ : 10.11.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/387236
Mahkemesi : Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 23/10/2013
Numarası : 2013/121 – 2013/445
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat

Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekili ve davacı vekilinin, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Tazminat talebine konu olan Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/395 Esas, 2012/586 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan tutuklandığı ve uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan TCK’nın 188/3. maddesi gereğince açılan ceza davasında, davacının eyleminin uyuşturucu madde kullanma ve bu maksatla bulundurma suçu kapsamında kabul edilerek anılan Kanun’un 191. maddesi gereğince 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine, hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uyulması halinde davanın düşeceği ve uyulmaması durumunda ise yargılamaya kaldığı yerden devam edileceğine karar verilmesi karşısında, bahse konu davanın sonuçlanmasından sonra davacının tazminat talebinde bulunabileceği nazara alınarak davanın reddi yerine, yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi,
2-Kabul ve uygulamaya göre de;
a-Davacının tutuklu bulunduğu döneme ilişkin olarak tutuklama ve tahliyeye ilişkin tüm müzekkere ve belgelerin Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde aslı ya da onaylı örneklerinin dosya içine alınması, tutuklama müzekkeresinin infaz edilip edilmediği, infaz edilmiş olması halinde, infaz tarihlerinin ceza infaz kurumundan sorulması suretiyle davacının tutuklama ve tahliye tarihleri ile infaz edilen sürenin tereddüte mahal vermeyecek şekilde tespit edilmesi sonrası bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
b- Tutukluluk müzekkeresinin tamamen infaz edildiğinin anlaşılması halinde davacının tutuklu kaldığı döneme ilişkin olarak belirlenen net asgari ücret üzerinden hesaplanacak 20.770 TL’nin maddi kazanç kaybı olarak ödenmesine karar verilmesi gerekirken, bilirkişi raporunda brüt asgari ücret üzerinden yasal kesintilerin hatalı yapılması suretiyle belirlenen 18.876,48 TL’nin hükme esas alınması suretiyle maddi kazanç kaybının eksik tayini,
c- Davacı tarafından dosyaya ibraz edilen 28.01.2013 tarihli serbest meslek makbuzunun tazminat talebinin dayanağı olan Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/395 Esas, 2012/586 Karar sayılı, 26.12.2012 tarihli kararından sonra düzenlendiği dikkate alındığında makbuz üzerindeki 2.640 TL tutarındaki vekalet ücretinin tazminat kapsamına dahil edilemeyeceğinin gözetilmemesi,
d- Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, tutukluluk müzekkeresinin tamamen infaz edildiğinin anlaşılması halinde, tutuklu kalınan süre dikkate alındığında, hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçülere uymayıp eksik tayini,
e- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Sistemi üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekili ve davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, bu sebeplerden 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 10.11.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.