Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/5744 E. 2014/22347 K. 10.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/5744
KARAR NO : 2014/22347
KARAR TARİHİ : 10.11.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/329822
Mahkemesi : Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 19/12/2012
Numarası : 2012/431 – 2012/594
Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat

Davacının 13.09.2012 tarihli dilekçesi ile bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek 466 sayılı Kanun gereğince tazminat istemine ilişkin açılan davanın reddine ilişkin hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
13.09.2012 olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığında 17.09.2012 olarak yazılması, mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı kabul edilmiştir.
Dava 466 sayılı Kanun hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkin olup; Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2009/256 Esas ve 2010/57 sayılı kararına göre 466 sayılı Kanunun 2. maddesindeki üç aylık sürenin başlangıcı için 21/04/1975 tarih ve 3-5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına atıf yapılarak kesinleşen beraat kararından davacının haberdar olmasının aranması gerektiği ve Dairemizce benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 06.05.2014 tarih, 2014/141 esas, 2014/229 sayılı kararında da belirtildiği üzere beraat veya kovuşturmaya yer olmadığına dair kararların Yazı İşleri Yönetmeliğine göre süresinde tebliğ edilip kesinleşme tarihinden itibaren her halükarda 10 yıl, kesinleşmiş kararların tebliğinden itibaren ise 3 ay içinde tazminat davalarının açılması gerektiği şeklindeki kabulü dikkate alındığında, tazminat davasının dayanağını oluşturan Hakkari Ağır Ceza Mahkemesinin 11.07.2003 tarih, 2001/157E-2003/251K sayılı beraat hükmünün mevcut kesinleşme şerhine göre; 21.07.2003 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 13.09.2012 tarihinde açıldığı dikkate alındığında, tazminat istemine dayanak ceza dava dosyasının celp edilerek davacının dava dilekçesine ek olarak kesinleşme şerhli karar suretini de sunduğu gözetilerek, kesinleşme şerhli karar örneğinin davacıya ya da müdafiine tebliğ edilip edilmediği veya özellikle davacının tutuklandığı tarihte ve halen uzman çavuş olarak görev yaptığı da dikkate alındığında hakkında verilen beraat hükmünün kesinleştiğini dosyadan belge almak ve işine devam edebilmek için hakkında verilen beraat hükmünün kesinleşmiş örneğini ilgili kuruma sunmak ve benzeri yollarla öğrenip öğrenmediğinin şüpheye yer vermeyecek şekilde belirlenerek, kesinleşme şerhli karar örneğinin tebliğ edilmemiş olduğunun ve davacının da hakkındaki beraat hükmünün kesinleştiğini sair yollarla öğrendiğinin tespit edilememesi halinde, kararın kesinleştiğini öğrenme tarihinin dava tarihi olan 13.09.2012 olarak kabul edilmek suretiyle tazminat davasının işlem tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanun’un 2. maddesinde öngörülen süre içinde açıldığının kabul edilmesi yerine, ”davacının CMK 142/1 maddesindeki 1 yıllık dava açma süresi geçtikten sonra talepte bulunduğu” gerekçesiyle reddine karar verilmesi,

Kanuna aykırı olup, davacının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, isteme uygun olarak BOZULMASINA, 10.11.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.