Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/5737 E. 2014/23692 K. 24.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/5737
KARAR NO : 2014/23692
KARAR TARİHİ : 24.11.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/342723
Mahkemesi : Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 07/06/2013
Numarası : 2010/280 – 2013/199
Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat

Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekilinin, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Dava, 466 sayılı Kanun hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkin olup; Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2009/256 Esas ve 2010/57 sayılı kararına göre, 466 sayılı Kanunun 2. maddesindeki üç aylık sürenin başlangıcı için 21/04/1975 tarih ve 3-5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına atıf yapılarak kesinleşen beraat kararından davacının haberdar olmasının aranması gerektiği ve Dairemizce benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 06.05.2014 tarih, 2014/141 esas, 2014/229 sayılı kararında da belirtildiği üzere, beraat veya kovuşturmaya yer olmadığına dair kararların Yazı İşleri Yönetmeliğine göre süresinde tebliğ edilip kesinleşme tarihinden itibaren her halükarda 10 yıl, kesinleşmiş kararların tebliğinden itibaren ise 3 ay içinde tazminat davalarının açılması gerektiği şeklindeki kabulü dikkate alındığında; tazminat davasının dayanağını oluşturan Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 07.11.2005 tarih, 2004/58 E-2005/150 K sayılı beraat hükmünün Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 13.11.2007 tarih, 2006/11009 Esas – 2007/12623 sayılı onama kararıyla kesinleştiği, tazminat davasının 05.07.2010 tarihinde açıldığı ve Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.11.2005 tarih, 2004/58 E-2005/150 sayılı ek kararının dosyada mevcut onaylı suretinden de anlaşılacağı gibi, sanık (davacı) müdafiinin 07.11.2005 tarihli beraat kararından sonra sanığa (davacıya) ait olup soruşturma nedeniyle elkonulduğu anlaşılan aracın iadesi talebinin davacı hakkındaki beraat kararının kesinleşmesinden sonra aracın sahibine iade edileceği gerekçesiyle talebin reddine karar verildiği dikkate alındığında; tazminat istemine dayanak olan ceza dava dosyasının celp edilerek, elkonulan aracın sanığa (davacıya) teslim edildiği tarih ile kesinleşme şerhli karar örneğinin davacıya tebliğ edilip edilmediği veya davacının hakkında verilen beraat hükmünün kesinleştiğini dosyadan belge almak ve benzeri yollarla öğrenip öğrenmediğinin ve davanın süresinde açılıp açılmadığının şüpheye yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerektiği gözetilmeden; eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince, hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 24.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.