Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/5720 E. 2014/24538 K. 03.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/5720
KARAR NO : 2014/24538
KARAR TARİHİ : 03.12.2014

Tebliğname No : 12 – 2013/400752
Mahkemesi : Afyonkarahisar 2. Sulh Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 23.09.2013
Numarası : 2013/202-2013/732
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan, sanığın beraatine ilişkin hüküm, o yer Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
5237 sayılı TCK’nın 179/3. maddesinde düzenlenen; alkol ve uyuşturucu madde etkisiyle veya başka bir nedenle “emniyetli bir şekilde” araç kullanamayacak kişinin, bu halde araç kullanması suçu kasıtla işlenebilecek bir suçtur. Alkol ve uyuşturucu maddenin sırf kullanılmış olması bu suçun oluşması için yeterli olmamakla birlikte Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulu raporlarında istikrarlı bir şekilde vurgulandığı üzere; alkollü bir şekilde trafikte seyreden bir sürücünün alkol konsantrasyonu hangi seviyede olursa olsun bireysel farklılıklar göstermekle birlikte trafik güvenliği açısından değişen derecelerde risk oluşturabileceği, ancak bu durumun tehlike arz edecek düzeyde olup olmadığı, dolayısıyla sürücünün tesiri altında bulunduğu alkol seviyesinde araç kullanması halinde, güvenli sürüş yeteneğini kaybedip etmediği, bireyin o andaki sürüş ehliyetini belirleyebilecek dikkat, algı, denge, refleks, psikomotor ve nöromotor koordinasyon gibi nörolojik, nistagmus, akomadasyon, görme gibi oftalmolojik ve genel durumunun tespitine yönelik detaylı dahili muayenesine yönelik tıbbi verilerin değerlendirilmesi ile mümkün olabileceği, ancak böyle bir tespit yapılmamış olsa bile bireysel farlılıkları da elimine edebilecek şekilde 100 promilden yüksek olarak saptanan alkol düzeyinin, güvenli sürüş yeteneğini kaybettireceğinin, bilimsel olarak kabulü gerektiği anlaşılmakla;
İncelenen dosyada; suç saatinin 13:39 olduğu, alkolmetre ile yapılan ölçümde sanığın 227 promil alkollü olduğunun tespit edildiği, saat 14:04’de Devlet Hastanesinde yapılan alkol ölçümünde sanığın 1.29 promil alkollü olduğunun saptandığı, yine hastanede 16:15’te yapılan ölçümde sanığın 0.58 promil alkollü olduğunun tespit edilmiş olması nedeniyle mahkemece alkol oranının kısa sürede bu düzeyde hızlı düşmesi mümkün olmadığı ve sanığın araç kullanmasında herhangi bir olumsuzluk tespit edilemediği gerekçesiyle beraatine karar verilmiş ise de; sanığın idaresindeki araçla Emirdağ yönüne giderken bira aldığını ve bira içerek yola devam ettiği sırada cebinde sigara ararken direksiyon hakimiyetini kaybederek aracı ile kaldırıma vurup tek taraflı kaza yaptığına ilişkin beyanı ile olay yerine ilk gelen tanık Ç. Y..’ın kaza yapmış halde aracının başında duran sanığa polis çağırmayı teklif ettiğinde sanığın bira içtiğini ve polise gerek olmadığını söylediğini, daha sonra olay yerine gelen görevlilerin sanığın alkollü olduğunu tespit edip jandarmaya götürdükleri şeklindeki anlatımı ve doktor raporları dikkate alındığında, sanığın alkolün etkisi ile güvenli sürüş yeteneğini kaybettiği ve dolayısıyla atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği halde, beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 03/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.