Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/5668 E. 2014/24185 K. 01.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/5668
KARAR NO : 2014/24185
KARAR TARİHİ : 01.12.2014

Tebliğname No : 12 – 2013/285458
Mahkemesi : Silifke 2. Sulh Ceza Mahkemesi
Tarihi : 04/06/2013
Numarası : 2012/478-2013/629
Suç : Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık hakkında 27.07.2012 tarihinde düzenlenen ve 03.08.2012 tarihinde mahkemece kabul edilen iddianamede, sanığın, katılanın bilgisi ve rızası dışında, aralarında geçen telefon konuşmalarını gizlice kaydedip, bu kaydı içeren CD’yi, Silifke 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/8 esas sayılı dosyasında görülmekte olan menfi tespit ve alacak davasına delil olarak sunmak suretiyle TCK’nın 133/3. maddesindeki kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,
İddianamede sevk maddesi olarak gösterilerek sanığın cezalandırılmasının talep edildiği TCK’nın 133/3. maddesinde, 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun’un 80. maddesi ile yapılan değişiklikle “iki yıldan beş yıla kadar hapis ve dörtbin güne kadar adli para cezası” öngörüldüğü, iddianamedeki anlatıma göre ise sanığın eyleminin, kanıtlanması halinde, TCK’nın 132/3. maddesinde tanımlanan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu oluşturacağı ve anılan maddede de 6352 sayılı Kanun’un 79. maddesi ile yapılan değişiklikle “bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası” öngörülmüş olup, hapis cezalarının üst sınırı itibariyle davaya bakma görevinin 5235 sayılı Kanunun 11. maddesi uyarınca Asliye Ceza Mahkemesine ait bulunduğu ve görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devamla yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince beraate ilişkin hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 01.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.