YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/5500
KARAR NO : 2014/21176
KARAR TARİHİ : 28.10.2014
Tebliğname no : 12 – 2013/303489
Mahkemesi : İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 20/06/2013
Numarası : 2013/8-2013/261
Dava : 466 sayılı Kanuna göre tazminat
Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Davacı hakkındaki tutuklama işlemi, 1 Haziran 2005 tarihinden önce gerçekleştiğinden 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 6. maddesine göre, davacının tazminat talebi 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanun hükümlerine tabi olacaktır. 466 sayılı Kanunun 2. maddesine göre de “verilen kararların kesinleştiği veya bu iddiaların mercilerince karara bağlandığı tarihten itibaren üç ay içinde” davanın açılması gerekmektedir.
Kanunda öngörülen 3 aylık sürenin, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 23.03.2010 tarih ve 2009/256 esas, 2010/57 sayılı kararı ile, “kesinleşen kararların tebliğinden” itibaren başlayacağı kabul edilmiş, ancak, kesinleşmiş kararların tebliğini öngören bir kanuni düzenleme bulunmaması nedeniyle, kararının tebliğ edilmemesi halinde tazminat davasının hangi sürede açılacağı hususu belirtilen kararda tartışılmamış, Ceza Genel Kurulu’nun 6.5.2014 tarih ve 141-229 sayılı kararında da 466 sayılı Kanuna göre incelenen tazminat davasının usul ve yasaya uygun yapılan kesinleşmesinden itibaren her halükarda 10 yıl içinde eğer kesinleşmiş beraat kararı tebliğ edilmiş ise tebliğ tarihinden itibaren 3 ay içinde davanın açılması gerektiği kabul edilmiştir. Bu bilgiler ışığında;
Tazminat davasının dayanağı olan Eyüp 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 01.02.2007 tarih ve 2004/481-200779 esas-karar sayılı ilamının temyiz edilmeksizin 08.02.2007 tarihinde kesinleştiği, kesinleşmiş beraat kararının davacıya 30.06.2011 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 18.07.2011 tarihinde 3 aylık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmakla, davacının maddi ve manevi tazminat isteminin esasına girilerek karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde davanın reddine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, davacının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, 28.10.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.