Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/5463 E. 2014/25606 K. 15.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/5463
KARAR NO : 2014/25606
KARAR TARİHİ : 15.12.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/308400

Mahkemesi : Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi

Tarihi : 28/05/2013

Numarası : 2013/161 – 2013/247

Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat

Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

İncelenen dosya kapsamına göre, davalı vekili ve davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

1-1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5320 sayılı CMK’nın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 18. maddesi ile 07.05.1964 gün ve 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkındaki Kanun yürürlükten kaldırılmış ve 5271 sayılı CMK’nın Yedinci Bölümünde, Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat ana başlığı altında, 141 ilâ 144. maddelerinde, tazminat isteme koşulları ve sonuçları yeniden kapsamlı bir şekilde düzenlenmiş ise de; 5320 sayılı Kanunun 6/2. maddesindeki Ceza Muhakemesi Kanununun 141 ilâ 144. madde hükümlerinin 1 Haziran 2005 tarihinden itibaren yapılan işlemler hakkında uygulanacağı bu tarihten önceki işlemler hakkında ise, 07.05.1964 tarihli ve 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağının belirtilmiş olması karşısında, yapılan işlemden kasıt davacının tutuklandığı tarih olup bu tarih itibariyle de tazminat istemi hakkında 466 sayılı Kanun hükümleri esas alınarak bir karar verilmesi gerektiği ve 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanunun 1. maddesinin 6. fıkrasında ”Kanun dairesinde yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturma yapılmasına veya son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına veyahut beraetlerine veya ceza verilmesine mahal olmadığına karar verilenler” şeklinde hangi hallerde tazminat istenebileceğinin tahdidi şekilde sıralandığı ve anılan Kanunun 1. maddesi kapsamında belirtilen tazminat isteme koşullarının davacı yönünden oluştuğu anlaşılmakla birlikte aynı kanunun 2/1. maddesinde dava açma süresinin kesinleşmiş hükmün bizzat sanığa (davacıya) tebliği ile başlayacağının öngörülmüş olması, bu kapsamda tazminat talebinin dayanağını oluşturan kesinleşme şerhli hükmün davacıya tebliğ edilip edilmediği veya davacının hükmün kesinleştiğini dosyadan belge almak ve benzeri yollarla öğrenip öğrenmediği araştırılıp, şüpheye yer verilmeyecek şekilde belirlenerek, kesinleşme şerhli karar örneğinin tebliğ edilmediği ve davacının hükmün kesinleştiğini sair yollarla öğrendiğinin tespit edilememesi halinde, davanın süresinde açıldığının kabulü ile yargılamaya devamla esas hakkında bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, tutuklama işleminin yapıldığı tarihte yürürlükte olmayan 5271 sayılı CMK’nın 141. maddesi gereğince tazminat isteme koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,

2-”08/03/2013” olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığına ”2004” olarak yazılmış olması,

3-Yapılan temyiz incelemeleri sırasında, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla dava açıldığının tespit edilmesi nedeniyle, hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, davacı lehine aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış başka dava bulunup bulunmadığının, Ulusal Yargı Ağı Sistemi üzerinden sorgulanıp, ilgili maliye hazinesinden sorularak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

4-Kabule göre de;

Davanın tamamen reddedilmesi karşısında, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı hazine yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

İsabetsiz olup, davalı vekili ve davacının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, hükmün BOZULMASINA, 15.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.