Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/5313 E. 2014/21705 K. 04.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/5313
KARAR NO : 2014/21705
KARAR TARİHİ : 04.11.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/346891
Mahkemesi : Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 06/09/2013
Numarası : 2013/110 – 2013/210
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat

Davacı vekilinin 06.02.2013 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Tazminat davasının dayanağı olan Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 2012/201 Esas – 2012/244 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan, 09.05.2012 – 16.05.2012 tarihleri arasında tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, hükmün temyiz edilmeksizin 05.01.2013 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 06.02.2013 tarihinde, CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde açıldığı anlaşılmış, her ne kadar hükümden önce, 21.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427. maddesindeki temyiz sınırı ve hükmolunan tazminat miktarına göre, hüküm davalı hazine yönünden kesin nitelikte ise de, dairemizce benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 26.02.2013 gün ve 2012/9-1384 esas, 2013/68 sayılı kararında da belirtildiği üzere, dava dilekçesinde talep edilen tazminat miktarının reddedilen bölümünün temyiz sınırının üzerinde olması ve davacı vekili tarafından bu bölüm temyiz edilmiş olup, davalı Hazine vekiline buna bağlı olarak, hükmü temyiz etme hakkı vereceği ve bu kapsamda hükmün davalı Hazine vekili yönünden de temyizi kabil olduğunun anlaşılması karşısında, hükmün kesin ve temyiz edilemez nitelikte olduğu belirtilerek, davalı Hazine vekilinin temyiz talebinin reddini öneren tebliğnamenin 1. numaralı görüşüne iştirak edilmemiştir.
Yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekilinin ve davacı vekilinin, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Tazminat istemine dayanak olan Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin aynı zamanda tazminat davasını inceleyen Ağır Ceza Mahkemesi olduğunun anlaşılması karşısında, CMK’nın 142/2. maddesinde “İstem, zarara uğrayanın oturduğu yer ağır ceza mahkemesinde ve eğer o yer ağır ceza mahkemesi tazminat konusu işlemle ilişkili ise ve aynı yerde başka bir ağır ceza dairesi yoksa, en yakın yer ağır ceza mahkemesinde karara bağlanır.” şeklindeki düzenlemeye aykırı davranılması aynı zamanda CMK’nın 23. maddesi uyarınca beraat hükmünü veren hakimin tazminat talebi konusunda da karar veremeyeceğinin gözetilmemesi,
2- Davacı tarafından yasal faiz talep edilmemesine rağmen kabul edilen maddi ve manevi tazminat miktarları için dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi,
3- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Sistemi üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin ve davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 04.11.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.