Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/5245 E. 2014/21243 K. 28.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/5245
KARAR NO : 2014/21243
KARAR TARİHİ : 28.10.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/298217
Mahkemesi : Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 09/07/2013
Numarası : 2013/191 – 2013/273
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat

Davacı vekilinin 19.04.2013 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, maddi tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Tazminat davasının dayanağı olan Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 2011/322 Esas – 2012/22 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) ihaleye fesat karıştırma suçundan, 01.07.2011 – 04.11.2011 tarihleri arasında tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, hükmün temyiz edilmeksizin 07.02.2013 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 19.04.2013 tarihinde, CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmış, mahkeme hükmünün davacı vekiline 09.07.2013 tarihinde tefhim edildiği, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin mahkeme hakimi tarafından 17.07.2013 tarihinde havalesinin yapıldığı görülmekte ise de, Ulusal Yargı Ağı sisteminde yapılan incelemede, 16.07.2013 oluşturma tarihli temyiz dilekçesini aynı tarihte mahkemeye gönderdiği, bu nedenle davacı vekilinin temyizin süresinde yapıldığı anlaşıldığından, tebliğnamede bu yöndeki temyizin reddine dair 1. numaralı görüşüne iştirak edilmemiş, tutuklandığı tarihte E.. Üretim A.Ş.’de çalışan davacının, tutuklu kaldığı sürede maaşından yapılan kesintilerin kendisine ödendiğinin anlaşılması karşısında davacının tazmin edilebilir gerçek bir maddi zararının olmaması ve kendisi açısından ihlalden -tutuklanmadan- önceki koşulların sağlanmış olması nedeniyle, maddi tazminat talebinin reddedilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tutuklama tarihi olan 01.07.2011 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi suretiyle tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, 126 gün süreyle tutuklanan davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçütlere uymayıp fazla tayini,
2- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Sistemi üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, isteme uygun olarak BOZULMASINA, 28.10.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.