Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/5225 E. 2014/21241 K. 28.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/5225
KARAR NO : 2014/21241
KARAR TARİHİ : 28.10.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/293264
Mahkemesi : Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 26/04/2013
Numarası : 2011/279 – 2013/266
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat

Davacı vekilinin 12.05.2011 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Tazminat davasının dayanağı olan Başkale 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 2009/363 Esas – 2011/3 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) göçmen kaçakçılığı suçundan, 13.06.2009 – 02.07.2009 tarihleri arasında tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, hükmün temyiz edilmeksizin 31.10.2012 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 12.05.2011 tarihinde, CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla,
Yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Davacının 13.06.2009 – 02.07.2009 tarihleri arasında 19 gün süreyle tutuklu kaldığı, tutuklanmadan önce çiftçilik yaptığını iddia eden davacının bu dönem içerisinde maddi zararını vergi kaydı, gelir vergisi beyannamesi gibi resmi bir belgeyle ispatlayamadığı nazara alınıp, davacının vasıfsız bir işçi gibi değerlendirilerek tutuklu kaldığı dönemde 16 yaşından büyükler için geçerli net asgari ücret üzerinden kesinti yapmadan hesaplanacak 335,14 TL’nin maddi zarar olarak ödenmesine karar verilmesi gerekirken, hesaplama hatası sonucu maddi tazminatın fazla belirlendiği bilirkişi raporu hükme esas alınarak maddi tazminatın fazla tayini,
2- 29/05/1957 tarih ve 4-16 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere, ait olduğu davada hüküm altına alınması gereken vekalet ücreti, yargılama giderleri kapsamında olup bu hak asıl davadan bağımsız olarak dava konusu yapılamayacağından ceza davasında ödenmeyen vekalet ücretinin, maddi tazminat kapsamına dahil edilemeyeceği gibi davacının talebi de olmamasına rağmen ceza dava dosyasında kendisini vekille temsil ettirdiği nedeniyle, beraat hükmünün verildiği tarihte geçerli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 1.100.00 TL. maktu vekalet ücretinin de maddi tazminata ilavesi suretiyle fazla maddi tazminata hükmedilmesi,
3- Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, gözaltı tarihi olan 13.06.2009 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi suretiyle tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, 19 gün süreyle tutuklanan davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçütlere uymayıp fazla tayini,
4- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Sistemi üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 28.10.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.