Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/5070 E. 2014/19482 K. 13.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/5070
KARAR NO : 2014/19482
KARAR TARİHİ : 13.10.2014

Tebliğname No : 14 – 2012/256163
Mahkemesi : Kayseri 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 27.06.2012
Numarası : 2012/2-2012/510
Suç : Özel Hayatın Gizliliğini İhlal

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanığın, eşi olan katılanla aralarındaki boşanma davası sırasında, katılana ait olduğunu iddia ettiği, yüzü görünmeyen bir bayana ait çıplak görüntülerin bulunduğu CD’yi dava dosyasına sunduğu ve görüntüleri katılana ait olduğunu söyleyerek abisi tanık H.. C..’e izlettiği olayda; katılanın ifadesinde, suça konu görüntülerin kesinlikle kendisine ait olmadığı, sanığın görüntüleri kendi ağabeyine, dayısına ve kız kardeşinin eşi Sami beye de izlettiği, görüntüler nedeniyle sokağa çıkamaz olduğu, arkadaşlarının kendisi için eşi Ahmet’in elinde Özden’in CD kayıtları var, onun elinde geziyor dedikleri, 17 yaşında kızı ve 24 yaşında oğlu olduğu, görüntülerin oğlunun önünde mahkemeye sunulduğu, oğlunun yüzüne bakamaz olduğu, 3 yıldır kanserle uğraştığı, sanık, kendisiyle boşanmak istiyorsa oturup normal konuşabileceği, sanıktan şikayetçi olduğunu, tanık H.. C..’in ifadesinde, görüntüye baktığında çırılçıplak bir bayan gördüğü, bayanın da kim olduğuna dikkat etmeden kapattırdığını belirtmiş olması ve CD çözümüne ilişkin bilirkişi raporuna göre, CD içerisinde 27 adet fotoğraf bulunduğu, bu fotoğrafların hiçbirinde, fotoğraftaki bayanın yüzünün görülmediği, fotoğraflardan 1 tanesinde, görüntüsü alınan bayanın bulunduğu yatağın üzerinde ikinci bir bayanın bulunduğu, görüntülerin tamamen porno görüntü mahiyetinde olduğu, görüntüleri alınan kişinin fotoğraf çekene doğru pozisyonu itibariyle fotoğrafının çekildiğinden haberdar olduğunun anlaşıldığı, sanığın iddia ve savunma sınırını aştığı, katılana ait olmayan görüntülerin ifşa edilmesinin iddia ve savunmaya yararlı olduğundan söz edilemeyeceği gibi, sanığın eylemi iddia ve savunma hakkı kapsamında da değerlendirilemeyeceği ancak, görüntüler katılana ait olmadığından, sanığın, katılanı toplum içinde alenen küçük düşürücü, incitici, onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikteki eyleminin, TCK’nın 125/1-4. maddesine uyan hakaret suçunu oluşturduğu ve bu suçtan sorumlu tutularak cezalandırılması gerektiği gözetilmeden suçun nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek, olayda uygulama yeri bulunmayan aynı Kanun’un 134/2. maddesi uyarınca hüküm kurulması,
2- Sanık hakkında temel ceza tayin edilirken suçun işleniş biçimi ve kastın yoğunluğu gözetilip TCK’’nın 61/1. maddesinde yer alan ölçütler nazara alınarak, aynı Kanun’un 3/1. maddesi gereğince işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmedilmesi gerekirken, temel cezanın asgari hadden tayin edilmesi,
3- Sanık hakkında TCK’nın 53. maddesi tatbik edilirken, 3. fıkraya aykırılık oluşturacak şekilde TCK’nın 53. maddesinin (1). fıkrasının (c) bendindeki hak ve yetkileri kullanmak yönündeki yoksunluğuna, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından “koşullu salıverilme tarihine kadar” diğer kişiler yönünden ise, “hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar” devamına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4- Sanık hakkında açılan davanın konusu olmadığı ve bizatihi bulundurulması ya da taşınması suç oluşturmadığı halde, adli emanetin 2012/41 sırasında kayıtlı 1 adet ses kayıt cihazının sanığa iade olunması yerine müsaderesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 13.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.