YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/5059
KARAR NO : 2014/7962
KARAR TARİHİ : 01.04.2014
Tebliğname no : 12 – 2013/270805
Mahkemesi : Datça Asliye Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 15/05/2013
Numarası : 2012/66-2013/89
Suç : 2863 Sayılı Kanuna Aykırılık
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili ve mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık U.. S..’in tapuda adına kayıtlı olan D…. ilçesi, Mesudiye mahallesi, O.. mevkiinin, İzmir II numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 14.02.1996 tarih ve 5576 sayılı kararı ile 2. derece doğal sit alanı ilan edildiği, sanığın 2005 yılının Temmuz ayında kepçe operatörü olan diğer sanık D.. S..’a arazisinde zemin temizliği yaptırdığı, çıkan toprak ve molozları yan parsel olan dere yatağına döktürdüğü iddiası ile sanıklar hakkında soruşturmaya başlandığı ve 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan haklarında dava açıldığı, sanıklar hakkında yapılan ilk yargılama neticesinde, 102 ada, 182 parselde bulunan davaya konu yere dökülen toprak nedeni ile dere yatağının toprak yapısında bir fark oluşmadığı gerekçesiyle ve yine 30.01.2012 tarihli Yargıtay 12. Ceza Dairesinin bozma kararı sonrası yapılan yargılama sonunda, suça konu yere toprak ve moloz döken kişilerin sanıklar olduğuna dair delillerin bulunmadığı gerekçesiyle beraatlerine karar verilmiş ise de, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun 05.11.1999 tarih ve 659 sayılı kararında belirtildiği üzere, 2. derece doğal sit alanına, toprak, curuf, çöp ve benzeri malzemelerin izinsiz dökülmesinin yasaklandığı, buna aykırı davranışın 2863 sayılı Kanun anlamında fiziki müdahale sayılacağı, dosyanın ayrıntılı incelenmesi neticesinde olay yerine ait ilk fotoğraflardan, suça konu .. ada, .. parsel üzerine toprak ve moloz yığını dökülmüş olduğunun rahatlıkla görülebildiği, Jandarma görevlilerince yapılan araştırma neticesi tutulan 14.06.2006 tarihli tutanakta belirtildiği üzere, sanık U.. S..’in kendi arazisinde, diğer sanık D.. S..’a yaptırdığı zemin temizliği neticesi çıkan toprakları, davaya konu araziye döktürdüğü ve bu faaliyetin 1 günde bitirildiği, her ne kadar bozma sonrası yapılan yargılamada sanık U.. S..’in dinlettiği tanıkların ifadelerinde, davaya konu yere sanıkların toprak ve moloz dökmediğini, bilakis sanıklar tarafından temizlik yapıldığını beyan etmiş iseler de, soruşturma aşamasında dinlenen tanıklar A.. B.., İ.. E.. E.., V.. B.., H.. E..’ın ifadelerinde, sanık U.. S..’in, sanık D.. S..’a, arazisinden çıkarttığı toprak ve molozları yan taraftaki dere
yatağına döktürdüğünü beyan ettikleri, yine sanık D.. S..’ın da 14.06.2006 tarihinde verdiği ilk ifadesinde, sanık Ulaş’ın arazisinde günlük yevmiye ile 1 gün çalıştığını, araziden çıkarttığı moloz ve toprakları sanık U..’ın isteği üzerine davaya konu yere döktüğünü, daha öncede muhtar için çalışması ve aynı yere harfiyat dökmesi nedeniyle bir sakınca görmediğini beyan ettiği, böylece sanıkların 2. derece doğal sit alanı içerisinde kalan yere izinsiz toprak ve moloz yığını dökerek üzerlerine atılı suçu işledikleri anlaşıldığından, mahkumiyetlerine karar verilmesi gerekirken, yerinde görülmeyen gerekçeyle yazılı şekilde beraatlerine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekili ile mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 01.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.