Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/4757 E. 2014/21633 K. 03.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/4757
KARAR NO : 2014/21633
KARAR TARİHİ : 03.11.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/273807
Mahkemesi : Konya 8. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 13/05/2013
Numarası : 2012/1388-2013/386
Suçlar : Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme, kişilerin huzur ve sükununu bozma, özel hayatın gizliliğini ihlal

Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme, kişilerin huzur ve sükununu bozma, özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın bir nedene dayanmayan diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak,
Mahkemenin yargı çevresi dışında başka bir suçtan tutuklu bulunduğu sırada, hakkında çıkarılan yakalama kararı yerine getirilerek, Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından sorgusu yapılan sanığa, sorgudan önce, ifadesini yargılamanın yapıldığı esas mahkemesi huzurunda vermek isteyip istemediği sorulmayıp, sanığın, CMK’nın 196/2. maddesine aykırı şekilde yapılan sorgusuna dayalı olarak mahkumiyet kararı verilmek suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
Kabul ve uygulamaya göre de:
1- Oluşa ve dosya kapsamına göre; hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen Sevil’in facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde yayımlanan telefon numarasını arayarak, onunla arkadaşlık ilişkisi içerisine giren sanık Y.ın, .’in teyzesinin kızı olup, S.ile aralarında husumet bulunan ve öncesinde tanımadığı mağdur F.. ile adı geçen mağdurun görümcesi olan mağdur C..ve mağdur F.’nin kayınpederi olan İsa’nın cep telefonu numaralarını, facebook’ta açtığı iki sahte hesap üzerinden yayımlamasının ardından mağdurların tanımadığı kişiler tarafından ısrarla aranarak rahatsız edildiği olayda,
Sanığın, sahte facebook hesaplarından ilkini mağdur F. adına, ikincisini mağdur C.. adına, yaklaşık 17 gün arayla oluşturduğu, iddianamede, ilk hesapta sadece mağdur F..nin, ikinci hesapta ise mağdurların tamamının telefon numarasına yer verildiği belirtilerek, sanığın mağdur sayısınca üç kez cezalandırılmasının talep edildiği nazara alındığında, sanığın verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu birden fazla kişiye karşı tek bir fiille ve mağdur F..’ye karşı bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda birden fazla defa işlemesinden dolayı sanık hakında TCK’nın 136/1, 43/1 ve 136/1, 43/2. maddeleri gereğince iki mahkumiyet hükmü kurulması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde tek hüküm kurularak, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan eksik cezaya hükmedilmesi,
2- Mağdurların telefon numaralarını sahte facebook hesapları üzerinden yayımlayıp, onların rahatsız edilmesine neden olan sanığın eylemlerinin özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturmayacağı gözetilmeden, sanığın üzerine atılı özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraatine karar verilmesi gerekirken, yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan, sanık hakkında, TCK’nın 134/1. maddesi gereğince mahkumiyet hükmü kurulması,
3- Sanık hakkında aynı suçları birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlediği gerekçesiyle hükmedilen temel cezalarda artırım yapılırken, uygulanan kanun maddesinin TCK’nın 43/2. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 43/1. maddesi yerine TCK’nın 43/2. maddesi olarak yazılması suretiyle CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, aynı Kanun’un 326/son maddesi gereğince ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 03.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.