YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/4655
KARAR NO : 2014/20962
KARAR TARİHİ : 27.10.2014
Tebliğname No : 12 – 2013/276732
Mahkemesi : Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 02/07/2013
Numarası : 2013/98-2013/727
Suç : Özel hayatın gizliliğini ihlal
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 07.05.2013 tarih 2013/11-87-245 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, vekalet ücreti kişisel hakka ilişkin olup, kişisel hakka ilişkin kanuna aykırılıkların Yargıtay tarafından bozma konusu yapılabilmesi için, hükmün karşı hak sahibi tarafından temyiz edilmiş olması gerekir. Bu nedenle, hakkında beraat kararı verilen ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına, hazine aleyhine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/5. maddesi gereğince, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, temyiz edenin sıfatına göre, bozma sebebi olarak kabul edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, mahalli Cumhuriyet savcısının diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Dosya kapsamına göre, Mithatpaşa caddesi üzerinde yürürken cep telefonu çalan mağdur Aslı’nın, köprü altındaki bir banka oturup, cep telefonuyla konuştuğu sırada, karşısına geçen sanık Vefa’nın, hiçbir açıklamada bulunmaksızın, mağdurun bilgisi dışında, bir kaç kez fotoğrafını çektiği, durumu fark edip, çekilen fotoğraflarının silinmesini isteyen mağdurun “mahremiyet” beklentisini önemsemeyen sanığın, mağdurun talebine rağmen mağdura ait fotoğraflardan birini silmemesi üzerine, mağdurun, sanığın elinden telefonunu alarak, olayı kolluk görevlilerine bildirip, sanıktan şikayetçi olduğu iddiasına konu olayda;,
Sanığa ait cep telefonu ve bu telefonda takılı bulunan SD kart üzerinde yapılan inceleme sonucunda Ankara Valiliği Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Adli Bilişim Büro Amirliği tarafından hazırlanan 04.01.2011 tarihli inceleme raporuna göre, olay günü, üzerinde beyaz askılı tişört ile koyu renk pantalon olan ve köprü altındaki bir bankta oturan mağdurun, sol eliyle bir poşeti tutup, sağ elindeki cep telefonuyla konuşmakta olduğu, yakından ve mağdura odaklanarak çekim yapılmış olup, görüntünün fotoğraf olarak kaydedildiği anlaşılmakla,
Sanığın, “Yeni aldığım telefonu kurcalarken kamera açılmış…Kazayla çevrenin fotoğrafını çekmişim.” şeklindeki soyut savunmalarına itibar edilmeyip, mağdurun maddi delille de doğrulanan samimi beyanına üstünlük tanınarak, mağdurun fiziksel mahremiyetine ağır ve haksız müdahalede bulunan sanık hakkında, TCK’nın 134/1-2. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek, oluşa ve dosya kapsamına uygun düşmeyen yazılı gerekçelerle, sanık hakkında beraat kararı verilmesi,
2- Adli emanetin 2011/1380 sırasında kayıtlı 1 adet cep telefonu ve cep telefonuna takılı 2 GB kapasiteli hafıza kartı hakkında bir karar verilmemesi,
Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 27.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.