Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/4502 E. 2014/17744 K. 15.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/4502
KARAR NO : 2014/17744
KARAR TARİHİ : 15.09.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/240545
Mahkemesi : Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 05.06.2013
Numarası : 2013/14-2013/222
Dava : Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat

Davacının 13.12.2012 tarihli dilekçesi ile bir suç soruşturması nedeniyle tutuklandığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
13.12.2012 olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığında 13.12.2013 olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı kabul edilmiştir.
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-5271 sayılı CMK’nın 142/1. maddesine göre koruma tedbirleri nedeniyle tazminat istemlerinin kararın kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden üç ay ve her halde kararın kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde dava konusu edilebileceği dikkate alındığında, tazminat davasına dayanak teşkil eden Diyarbakır 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/75 Esas sayılı ceza dava dosyasının celp edilmek suretiyle davacı hakkında beraat kararının kesinleşme tarihinin belirlenmesinden sonra tazminat davasının süresinde açılıp açılmadığının araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında;
hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Sistemi (UYAP) üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabule göre de;
1- Tazminat davasının dayanağı olan ceza dosyasında davacının fiilen 11 gün tutuklu kalmış olmasına rağmen ve tutukluluk süresinin mahkemece belirleneceği dikkate alınmadan, tutukluluk süresini 12 gün olarak belirleyen bilirkişi raporunun hükme esas alınması,
2- Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, 11 gün süreyle tutuklanan davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçülere uymayıp fazla tayini,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 15.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.