Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/4474 E. 2014/19535 K. 13.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/4474
KARAR NO : 2014/19535
KARAR TARİHİ : 13.10.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/225001
Mahkemesi : Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 25/03/2013
Numarası : 2012/278-2013/102
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat

Davacı vekilinin 18.05.2011 tarihli dilekçesi ile müvekkilinin bir suç soruşturması nedeniyle tutuklandığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Karar 25.03.2013 tarihinde davacının yüzüne karşı verilmiş ise de, kısa karar ve gerekçeli kararda, temyiz süresinin ”tefhim ve tebliğ” tarihinden başlayacağının belirtilmesi karşısında, yasa yoluna itiraz süresinde yanıltılan davacının 02.04.2013 tarihli temyiz itirazının yasal süresinde yapıldığı ve CMK’nın 142/1. maddesine göre karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren 3 aylık dava açma süresinin başlayacağı, davacının beraatine ilişkin, İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.05.2010 tarih, 2009/315 Esas – 2010/158 Karar sayılı ve 20.05.2010 kesinleşme tarihli hüküm içeriğinde CMK’nın 141/2, 232/6. maddesinde belirtildiği şekilde ilgiliye tazminat hakkı bulunduğunun, başvuru merci ve süresinin hatırlatılmadığı da dikkate alınarak tazminat davasının CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen 1 yıllık süre içinde 18.05.2011 tarihinde açıldığı dikkate alındığında tebliğnamedeki ret ve bozma öneren düşüncelere iştirak edilmemiş; 18.05.2011 olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığında 28.06.2012 olarak, koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davası olan dava türünün gerekçeli karar başlığında 466 sayılı Kanun gereğince tazminat davası olarak yazılmış olması mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiştir.
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekilinin ve davacının yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Davacının 31.12.2005-02.01.2006 tarihleri arası gözaltı, 02.01.2006-29.09.2006 tarihleri ile 08.09.2008-22.10.2009 tarihleri arası tutuklu bulunduğu dönemlere ilişkin olarak gözaltı tutanakları, tutuklama ve tahliyeye ilişkin tüm müzekkere ve belgelerin Yargıtay denetimine
olanak verecek şekilde aslı ya da onaylı örneklerinin dosya içine alınması, tutuklama müzekkerelerinin infaz edilip edilmediği, infaz edilmiş olması halinde, infaz tarihlerinin ceza infaz kurumlarından sorulması suretiyle davacının gözaltı, tutuklama ve tahliye tarihleri ile infaz edilen sürenin tereddüte mahal vermeyecek şekilde tespit edilmesi sonrası bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2- Temyize konu dosya içerisindeki mevcut bilgilere göre, davacının 31.12.2005-29.09.2006 tarihleri arasında tutuklu kaldığı 272 gün için net asgari ücret üzerinden hesaplanacak 3.449 TL ve yine davacının 08.09.2008-22.10.2009 tarihleri arasında tutuklu kaldığı 409 gün için net asgari ücret üzerinden hesaplanacak 7.169 TL olmak üzere toplam 10.618 TL’nin maddi tazminat olarak ödenmesine karar verilmesi gerekirken, bilirkişi raporunda brüt asgari ücret üzerinden yasal kesintilerin hatalı yapılması nedeniyle belirlenen 9.944,38 TL’nin hükme esas alınması suretiyle maddi tazminatın eksik tayini,
3- Davacının iki farklı tarih aralığında tutuklu bulunduğu dikkate alındığında, 31.12.2005-29.09.2006 tarihleri arası 272 gün için hesaplanacak maddi tazminat miktarına gözaltı tarihi olan 31.12.2005 tarihinden itibaren, 08.09.2008-22.10.2009 tarihleri arası 409 gün için hesaplanacak maddi tazminat miktarına ise tutuklama tarihi olan 08.09.2008’den itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekirken, mahkemece hükmedilen toplam maddi tazminat miktarına 31.12.2005 tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi,
4- Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, davacının tutuklu kaldığı süre dikkate alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçülere uymayıp fazla tayini, ayrıca manevi tazminat miktarının tutuklu kalınan 31.12.2005-29.09.2006 tarihleri arası 272 gün ve 08.09.2008-22.10.2009 tarihleri arası 409 gün için ayrı ayrı tayin edilerek, 31.12.2005-29.09.2006 tarihleri arası için tayin olunacak manevi tazminat miktarına gözaltı tarihi olan 31.12.2005 tarihinden itibaren, 08.09.2008-22.10.2009 tarihleri arası 409 gün için tayin olunacak manevi tazminat miktarına ise tutuklama tarihi olan 08.09.2008’den itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekirken, mahkemece toplam tutukluluk süresi olan 681 gün için tayin olunan manevi tazminat miktarına 31.12.2005 tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi,
5- Davacının, Adana 4. Noterliği tarafından düzenlenen 16.03.2012 tarihli azilname ile vekilini azlettiği ve kendisini başka bir vekaletnameli vekil ile de temsil ettirmediği dikkate alınmadan davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekili ve davacının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince hükmün, isteme isteme uygun olarak BOZULMASINA, 13.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.