Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/4418 E. 2014/19507 K. 13.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/4418
KARAR NO : 2014/19507
KARAR TARİHİ : 13.10.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/252654
Mahkemesi : İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 12.06.2013
Numarası : 2012/470-2013/200
Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat

Davacı vekilinin 09.04.2007 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek 466 sayılı Kanun gereğince maddi ve manevi tazminat taleplerinde bulunması üzerine açılan davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Bozmaya uyularak yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- 29/05/1957 tarih ve 4-16 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere, ait olduğu davada hüküm altına alınması gereken vekalet ücreti, yargılama giderleri kapsamında olup bu hak asıl davadan bağımsız olarak dava konusu yapılamayacağından ceza davasında ödenmeyen vekalet ücretinin, maddi tazminat kapsamına dahil edilemeyeceği gözetilmeden, davacı lehine beraat kararının verildiği tarihte geçerli Avukatlık Asgari Ücret tarifesi gereğince, hükmedilmesi gereken vekalet ücretinin maddi tazminat hesabına dahil edilmesi suretiyle fazla tayini, 2-Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, 659 gün süreyle tutuklu kalan davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçülere uymayıp fazla tayini,
Kabule göre de;
Davacı yararına hükmedilen toplam tazminat miktarına göre karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanacak 4.379.9 TL nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken fazla şekilde 5.884 TL nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 13.10.2014 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ:

Haksız tutuklamadan kaynaklanan tazminat davası 09.04.2007 tarihinde açılmıştır. Acele görülmesi gereken dava 7 yılda sonuçlanamamıştır. 50.000 lira manevi tazminata Yargıtay tarafından fazla olduğundan bozulmuş, mahkemede bozmaya uyarak 30.000 lira manevi tazminata hükmetmiştir.
Dairemiz uygulamalarına göre de aylık 1.000 veya 1.500 liralık manevi tazminatlar normal kabul edilmekte olup 659 gün tutuklu kalan davacı için hükmedilen 30.000 lira makul bir rakam olarak gözükmektedir. Ancak 2003 yılından itibaren faiz hesaplaması yapıldığında, 30.000×2.7=81.000 lira gibi bir rakam ortaya çıkmaktadır. Bu rakam aylık olarak düşünüldüğünde 3.681 liraya denk gelmektedir.
Davanın iki kere bozmadan geçmiş olması ve uzun bir süredir sonuçlanmaması hususları da nazara alındığında manevi tazminatın aylığı 1.000 liraya gelecek şekilde toplamda 30.000 lira manevi tazminatın 8.150 liraya indirilmek ve vekalet ücreti de çıkarılmak suretiyle hükmün düzeltilerek onanması gerektiğini düşündüğümüzden sayın çoğunluğun bozma içeren düşüncesine iştirak etmiyoruz.