Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/4405 E. 2014/18886 K. 29.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/4405
KARAR NO : 2014/18886
KARAR TARİHİ : 29.09.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/231233
Mahkemesi : İskenderun 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 02.11.2012
Numarası : 2010/391-2012/225
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat

Davacı vekilinin 06.09.2010 tarihli dilekçesi ile müvekkilinin bir suç soruşturması nedeniyle tutuklandığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Tazminat davasının dayanağını oluşturan İskenderun 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/109 Esas – 2010/388 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; yargılama sonunda sanığın (davacının) hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından tutuklu kaldığı ve 30.06.2010 tarihinde beraatine hükmedildiği, hükmün 08.07.2010 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 06.09.2010 tarihinde açıldığı anlaşılmakla,
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davalı vekilinin, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Tazminat davasının dayanağını oluşturan İskenderun 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/109 Esas – 2010/388 Karar sayılı ceza dava dosyası ile ilgili olarak davacının İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/2475 Soruşturma sayılı dosyası üzerinden İskenderun 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 28.02.2010 tarih, 2010/69 Sorgu numarası ile hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal etme suçlarından tutuklandığı ve 24.03.2010 tarihinde tahliye edildiği, temyiz edilerek Yargıtaya gönderilmesi nedeniyle kesinleşmemiş olan ve bu konudaki tazminat talebinden vazgeçilen İskenderun 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/100 Esas – 2010/336 Karar sayılı ceza dava dosyasının Ulusal Yargı Ağı Sistemi üzerinden kayıtların incelenmesinde ise; davacının 2010/2474 Soruşturma sayılı dosyası üzerinden aynı gün İskenderun 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 28.02.2010 tarih, 2010/58 Sorgu numarası ile hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal etme suçlarından tutuklandığı ve yine 24.03.2010 tarihinde tahliye edildiği, davacının
tazminat talebinin İskenderun 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/109 Esas – 2010/388 Karar sayılı ceza dava dosyası ile ilgili olduğu dikkate alındığında, İskenderun 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 28.02.2010 tarih, 2010/69 Sorgu numaralı tutuklama kararının infaz edilip edilmediği, infaz edilmiş olması halinde, infaz tarihlerinin ceza infaz kurumundan sorulması ve infaz edilen sürenin tereddüte mahal vermeyecek şekilde tespit edilmesi sonrası bir karar verilmesi gerektiği nazara alınmadan, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule göre de;
1-29/05/1957 tarih ve 4-16 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere, ait olduğu davada hüküm altına alınması gereken vekalet ücreti, yargılama giderleri kapsamında olup bu hak asıl davadan bağımsız olarak dava konusu yapılamayacağından ceza davasında ödenmeyen vekalet ücretinin, maddi tazminat kapsamına dahil edilemeyeceği gözetilmeden, davacı lehine beraat kararının verildiği tarihte geçerli Avukatlık Asgari Ücret tarifesi gereğince hükmedilmesi gereken vekalet ücretinin maddi tazminat olarak tayini,
2-Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçların niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, 24 gün süreyle tutuklanan davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçülere uymaksızın fazla tayini,
3-Yasal faizin maddi tazminat bakımından dava tarihinden itibaren talep edilmesi karşısında, kabul edilen maddi tazminat miktarına tutuklama tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince hükmün kısmen isteme uygun olarak BOZULMASINA, 29.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.