Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/4401 E. 2014/17667 K. 12.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/4401
KARAR NO : 2014/17667
KARAR TARİHİ : 12.09.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/254056
Mahkemesi : Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 18/06/2013
Numarası : 2012/525-2013/383
Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat

Davacı vekilinin 03.10.2012 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek 466 sayılı Kanun gereğince maddi ve manevi tazminat taleplerinde bulunması üzerine açılan davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Maddi ve manevi tazminat miktarlarının ayrı değerlendirilemeyeceği dikkate alındığında tebliğnamenin maddi tazminata ilişkin kısmın kesin olması nedeniyle temyiz isteminin reddine ilişkin görüşüne iştirak edilmemiştir.
Tazminat davasının dayanağını oluşturan Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2002/192 Esas, 2006/271 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) yağma suçundan tutuklu kaldığı ve yargılama sonunda 02.10.2006 tarihinde beraatine hükmedildiği, kararın 13.07.2012 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 03.10.2012 tarihinde, işlem tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanun’un 2. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, dava için kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
Yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, 79 gün süreyle tutuklanan davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçülere uymayacak surette fazla tayini,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 12.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.