Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/4378 E. 2014/18871 K. 29.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/4378
KARAR NO : 2014/18871
KARAR TARİHİ : 29.09.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/102030
Mahkemesi : Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 11/12/2012
Numarası : 2011/295 – 2012/637
Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat

Davacı vekilinin 14.09.2011 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek 466 sayılı Kanun gereğince maddi ve manevi tazminat taleplerinde bulunması üzerine açılan davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre davalı vekili ve davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Tazminat davasına dayanak olan Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/387 Esas- 2006/52 Karar sayılı ceza dosyasının incelenmesinde; davacı (sanık) hakkında yasa dışı örgüt üyesi olma suçundan davacının (sanığın) yokluğunda 14.03.2006 tarihinde beraat kararı verildiği, hükmün temyiz edilmediği, hükmün kesinleştiğine dair şerh ve kesinleşme şerhli karar suretinin davacıya tebliğ edildiğine dair tebligat parçasının dosya içeriğinde bulunmadığı görülse de; beraat hükmünün 03.05.2006 tarihinde davacıya tebliğ edildiği dikkate alındığında, hükmün 11.05.2006 tarihinde kesinleştiğinin kabulünün gerekeceği, temyize konu tazminat davasında da davacıyı temsil eden Av. …., beraat kararından sonra 01.05.2006 tarihli vekaletnameye istinaden, 09.05.2006 tarihinde emanette bulunan davacıya ait 750 Amerikan doları ve 1 adet pasaportun iadesi talebinde bulunduğu, 23.06.2006 tarihinde iade talebinin mahkemece kabul edildiği, bu suretle davacının hakkında verilen beraat hükmünün kesinleştiğinden haberdar olduğu, buna karşın davanın ise 14.09.2011 tarihinde açıldığı, bu nedenle tazminat davasının 466 sayılı Kanunda öngörülen 3 aylık sürede açılmadığının anlaşılması karşısında mahkemece tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmesi,
Kabule göre de;
Davanın kısmen kabul edilmesi karşısında davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken dilekçe yazım ücretine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekili ve davacı vekilinin temyiz itiraları bu itibarla yerinde görüldüğünden, bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince hükmün, isteme uygun olarak BOZULMASINA, 29.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.