YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/4337
KARAR NO : 2014/19477
KARAR TARİHİ : 13.10.2014
Tebliğname No : 12 – 2013/222500
Mahkemesi : Nazilli 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 29.04.2013
Numarası : 2012/322-2013/155
Suç : Özel hayatın gizliliğini ihlal
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, gazeteci ve yerel A.. Ş.. gazetesinin yazı işleri müdürü, katılanın ise, İsabeyli belde belediye başkanı olduğu, önceden tarafı oldukları başka soruşturma ve davalar nedeniyle taraflar arasında husumet bulunduğu, olay gecesi saat 00.10 sıralarında, sanığın, katılanın ikametinin bulunduğu siteye giderek, site girişini, katılanın evini, özel aracı ve resmi makam aracı ile kendisine engel olmaya çalışan katılanın görüntülerini fotoğraf makinesi ile çekerek olay yerinden uzaklaştığı olayda;
Sanık her ne kadar ifadelerinde, belediye başkanının, belediyeye ait resmi plakalı makam aracını makam şoförü olmadan kendi özel işlerinde kullandığı, aracı ikamet ettiği sitenin içerisine park ettiğinin telefonla bildirilmesi üzerine söylenenlerin haber niteliğini taşıdığını düşündüğünden siteye giderek çekim yaptığını beyan etmiş ise de; sanığın, habere ulaşma ve haber verme hakkından söz edilebilmesi için, olayın haber niteliğini taşıması, haber konusu olayın gerçek, güncel ve kamuya açıklanmasında toplumsal bir yarar bulunması gerektiği, Nazilli Kaymakamlığı İsabeyli Belediye Başkanlığı’nın 09.08.2011 tarihli yazısına göre, belediye başkanının mesaisi olmadığından belediye başkanlık makamına ait hizmet aracının 1 (bir) yıl süre ile mesai saatleri içinde veya dışında belediye başkanı olan katılana tahsis edildiği, Bakanlar Kurulu’nun 17.03.2006 tarih ve 2006/10194 sayılı “Taşıtları Sürebilecek Kamu Görevlilerinin Belirlenmesine İlişkin Esas ve Usuller Hakkındaki Karar” başlıklı kararının 6-1. maddesine göre, ikametgahının, görevli olduğu yerin belediye sınırları içinde olması kaydıyla, ikametgahına geliş veya gidişlerinde taşıt tahsis edilebilen kamu görevlilerinin 5 inci maddenin ( c ) ve (ç) bentlerindeki, taşıt sürmeyi kabul etmesi ve gerekli ve geçerli sürücü belgesine sahip bulunması şartlarını taşımaları halinde taşıtı kendilerinin sürebileceğinin belirtildiği somut olayda, katılanın, ikametgahına
geliş gidişlerinde makam aracını kullandığının açıklanmasında toplumsal yarar bulunmadığından, olayın haber niteliği taşımadığı ve dolayısıyla haber verme hakkının kullanılması hukuka uygunluk nedeninden yararlanamayacağı, sanığın, habere ulaşma ve haber verme hakkının sınırlarını aştığı ve katılanın sırf huzur ve sükununu bozmak amacıyla yaptığı eylemin bütün halinde TCK’nın 123/1. maddesine uyan kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu oluşturacağı anlaşılmakla, sanığın bu suçtan sorumlu tutularak cezalandırılması gerektiği gözetilmeden; suçun nitelendirilmesinde yanılgıya da düşülerek yazılı şekilde sanığın beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 13.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.