Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/4268 E. 2014/17424 K. 09.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/4268
KARAR NO : 2014/17424
KARAR TARİHİ : 09.09.2014

Tebliğname No : 12 – 2014/18080
Mahkemesi : Bitlis Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 07.12.2012
Numarası : 2012/208-2012/544
Dava : 466 sayılı Kanuna göre tazminat

Davacıların tazminat taleplerinin kısmen kabulüne ilişkin hükümler, davacı B. E. vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davacı B. E. vekilinin yerinde görülmeyen tüm, davalı vekilinin ise diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
İncelenen dosya kapsamına göre; dava 466 sayılı Kanun hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkin olup, Ceza Genel Kurulu’nun 23/03/2010 tarih ve 2009/256 esas-2010/57 sayılı kararında 466 sayılı Kanun’un 2. maddesindeki üç aylık sürenin başlangıcı için 21/04/1975 tarih ve 3-5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’na atıf yapılarak kesinleşen beraat kararından davacının haberdar olmasının arandığı, ancak adı geçen kararda tazminat davasının ne zamana kadar açılması gerektiğine dair bir açıklama bulunmamakla birlikte, hiçbir hakkın sonsuza dek dava konusu yapılamayacağı, özel hukuk kapsamında değerlendirilmesi gereken bu talebin de makul bir süre içinde dava edilmesi, dava süresi açısından en lehe kabul ile Borçlar Kanunu’nun 60. maddesindeki sürenin kabulü gerektiği ve her koşulda davanın 10 yıllık süre içinde açılması gerektiği kabul edilmekle, kanun dışı yakalanan veya tutuklananlar bakımından, beraat hükmünün kesinleşmesinden itibaren 10 yıl dolduktan sonra 466 sayılı Kanuna göre tazminat istenemeyeceği bu kapsamda tazminat talebinin dayanağı olan ceza dosyasında, 30.06.1997 tarihinde kesinleşen beraat hükmü ile tazminat davasının açılmış olduğu 26.03.2012 tarihine kadar, 14 yıldan fazla süre geçtiği ve davacıların bu uzun süre içerisinde haklarındaki beraat hükmünden haberdar olmadıklarından söz etmenin yaşamın olağan akışına uymayacağı, davanın süresinde açıldığının kabulünün mümkün olamayacağı gözetilip, süresinde açılmayan davanın reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, 09.09.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.