Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/4052 E. 2014/9867 K. 22.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/4052
KARAR NO : 2014/9867
KARAR TARİHİ : 22.04.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/216522
Mahkemesi : Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 29/03/2013
Numarası : 2013/5 – 2013/98
Dava : Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat

Davacı vekilinin 11.02.2010 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Tazminat davasının dayanağını oluşturan Bergama Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/84 Esas – 2009/135 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinden; sanığın (davacının) Cinsel saldırı, Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak suçlarından, 22.01.2008 – 30.01.2009 tarihleri arasında tutuklu kaldığı ve yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, hükmün temyiz edilmeksizin 29.04.2010 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 11.02.2010 tarihinde CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla,
Bozmaya uyularak yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekilinin davacının kendi kusuru ile tutuklanmasına neden olduğuna, davacı vekilinin tazminat miktarına ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Bozma sonrası yapılan duruşmalara Cumhuriyet savcısının iştiraki sağlanmadan hüküm kurularak CMK’nın 142/7. ve 188/1. maddelerine aykırı davranılması,
Kabule göre de;
1- Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, 374 gün süreyle tutuklanan davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçütlere uymayıp fazla tayini,
2- Hükme esas alınan 25.03.2013 tarihli raporu hazırlayan bilirkişi T.. A..’nın açık kimliğinin tespit edilmemesi ve yemininin yaptırılmaması sureti ile CMK’nın 62. maddesi yollaması ile 58/1. ve 64/6. maddelerine aykırı davranılması,
3- Davacının talebinin kısmen kabul edilmesi karşısında yargılama giderlerinin tamamının hazine üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, davacının kabul-red oranına göre yargılama giderlerinden sorumlu tutulması,
4- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
5- Davalı ve vekili ile 11.02.2010 olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığına yazılmaması,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna ve tazminat miktarına, ilişkin temyiz itirazları ile davacı vekilinin eksik incelemeye ilişkin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, isteme uygun olarak, BOZULMASINA, 22.04.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.