Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/4040 E. 2014/26647 K. 25.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/4040
KARAR NO : 2014/26647
KARAR TARİHİ : 25.12.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/229999
Mahkemesi : Kaynarca Asliye Ceza Mahkemesi
Karar tarihi : 21/02/2013
Numarası : 2012/107 – 2013/32
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, eksik inceleme ile karar verildiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın, Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 25/06/1998 tarih ve 6526 sayılı kararı ile tescilli 1. derece doğal sit alanı içerisinde yer alıp, orman vasfı ile Maliye Hazinesi adına kayıtlı taşınmaz üzerine, bölgenin niteliğini bildiği halde izin almaksızın mısır ekimi yaptığı, orman muhafaza memuru tarafından düzenlenen 12/10/2011 tarihli suç tutanağı ile tespit edilen faaliyet nedeniyle sanık hakkında 06/02/2012 tarihli iddianame ile dava açıldığı, olay yerinde 18/10/2012 tarihinde yapılan keşifte, suça konu taşınmaz üzerinde 2012 üretim sezonundan kalan mısır anızları bulunduğu görülerek, sanığın atılı suçu zincirleme şekilde işlediğinin kabul edildiği, buna karşılık, ilk iddianame tarihinden sonra gerçekleştirilip keşifte gözlemlenen fiilin ayrı bir suç oluşturduğu ve zamanaşımı süresi içerisinde sözü edilen fiil ile ilgili olarak gereğinin takdir ve ifasının mümkün bulunduğu, yargılamaya konu edilmeyen ikinci eylem nedeniyle sanığa ek savunma hakkı verilmek suretiyle 5237 sayılı TCK’nın 43. maddesinin uygulanamayacağı gözetilmeksizin, aksi yöndeki kabul ile sanık hakkında fazla ceza tayini,
Kabule göre de;
5237 sayılı TCK’nın 53/3 maddesi uyarınca sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılmasına karar verilirken, hak yoksunluğu süresinin koşullu salıverilme tarihine kadar olması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 25/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.