Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/3856 E. 2014/22888 K. 14.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/3856
KARAR NO : 2014/22888
KARAR TARİHİ : 14.11.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/373827
Mahkemesi : İstanbul 51. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 26/09/2013
Numarası : 2013/172 -2013/677
Suç : Trafik güvenliğini taksirle tehlikeye sokma

Trafik güvenliğini taksirle tehlikeye sokma suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
10.03.2013 tarihli CD İNCELEME ve OLAY TUTANAĞINA göre metro ulaşımının seferlerin aksadığı için İ.. A… Şirketinin şikayetçi olduğu, kovuşturma aşamasında da şikayetlerini tekrarladıkları, seferlerin aksaması nedeniyle adı geçen kuruluşun suçtan zarar gördüğü anlaşılmakla; davaya kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
TCK’nın 180. Maddesinde “Deniz, hava veya demiryolu ulaşımında, kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından bir tehlikeye taksirle neden olma” hali suç olarak tanımlanmış olup, suç, deniz, hava veya demiryolu ulaşımını tehlikeye taksirle neden olunması suretiyle işlenmektedir. Deniz, hava veya demiryolu ulaşımını tehlikeye düşürecek taksirli davranışlar, bu ulaşım araçlarını sevk ve idare edenlerce gerçekleştirilebileceği gibi başkalarınca da gerçekleştirilebilir. Suçun mağduru tehlikeye maruz kalan kişiler ve toplumdur. Suçun somut tehlikeyi içermesi nedeniyle, faalin taksirli eylemi nedeniyle kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığına yönelik tehlikenin olayda gerçekleşmiş olduğunun saptanması gerekir.
Demiryolları yönünden suçun hareket öğesi, demiryolu ulaşımında taksirli hareketle tehlikeye neden olunmasıdır. Trenin toplu taşım aracı olması nedeniyle kaza tehlikesinden kasıt, genel tehlikeye yol açmasıdır. Bu bakımdan, taksirle genel tehlikeye veya aynı anlama gelen kaza tehlikesine yol açılması eyleminin üçüncü kişiler veya ulaşımdan sorumlu görevliler tarafından işlenmesi arasında bir fark bulunmamaktadır.
Bu açıklamalar ışığında, somut olay mevcut kamera görüntüleri ile birlikte değerlendirildiğinde; sanığın metro istasyonunda bulunduğu sırada arkadaşı ile şakalaşırken, arkadaşını rayların üzerine ittiği, raylara düşen arkadaşının kendi imkanları ile yukarı çıktığı, bu sırada tren seferlerinin aksadığının tutanak ve tanık beyanları ile tespit edildiği olayda, sanığın demiryolu ulaşımında, kişilerin hayatı, sağlığı bakımından tehlikeye taksirle neden olduğu anlaşılmakla; sanığın mahkumiyeti yerine “suçun failinin ancak bu ulaşım araçlarının sevk ve idare edenler olabileceği sanığın bu statüde bulunmadığı” gerekçesi ile beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 14.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.