Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/3621 E. 2014/22807 K. 13.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/3621
KARAR NO : 2014/22807
KARAR TARİHİ : 13.11.2014

Tebliğname No : 12 – 2013/367066
Mahkemesi : Gaziantep 1. Sulh Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 20/09/2013
Numarası : 2013/402 – 2013/738
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Trafik güvenliğini tehlikye sokma suçundan sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda, TCK’ nın 179/2 maddesi gereğince 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı maddenin 8. fıkrası uyarınca 5 yıllık denetim süresine tâbi tutulmasına dair Gaziantep 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 20.02.2008 tarihli ve 2007/603esas, 2008/159 sayılı kararının 08.04.2008 tarihinde kesinleşmesinden sonra, sanığın deneme süresi içerisinde 17.05.2013 kesinleşme tarihli mühür bozma suçunu 29.12.2011 tarihinde işlemesi nedeniyle hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. maddesi gereğince açıklanmasına dair aynı Mahkeme’nin 20.09.2013 tarihli ve 2013/402 esas, 2013/738 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/1, Anayasanın 141/3, 5271 sayılı CMK’nın 34/1, 230/1-c, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 308/7. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının, sanıkları, mağdurları, Cumhuriyet savcısını ve de herkesi inandıracak ve Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde olması, Yargıtay’ın gerekçelerde tutarlılık denetimini yapması ve bu açıdan gerekçelerde disiplin işlemini yerine getirmesi için kararın dayandığı tüm verilerin, bu veriler konusunda mahkemece ulaşılan sonuçların iddia, savunma ve tanık anlatımlarına ilişkin değerlendirmelerin açık olarak gerekçeye yansıtılması, bu suretle dava konusu eylemin oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise suç olarak tanımlanıp tanımlanmayacağı konusundaki
mahkeme kabulünün, duraksamaya yol açmayacak biçimde kararda gösterilmesi gerekirken, bu ilkelere uyulmadan, gerekçeden yoksun karar verilmesi,
2-İddanamede sanığın eyleminin sevk ve idaresindeki otomobili kavşakta tehlikeli biçimde kullanarak aracı Cumhuriyet savcısı V..K..’ın üzerine sürdüğünün iddia edilmesi karşısında, Cumhuriyet savcısı V.. K..’ın dinlenilerek aracı ne suretle tehlikeli şekilde sevk ve idare ettiği ve sanığın aracını nasıl üzerine sürdüğünün Yargıtay denetimine imkan verecek biçimde belirlenmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
3-Sanığın aşamalarda değişmeyen savunmalarında ..plakalı aracın yeğeni B.. Ö.. ait olup olay tarihinde ikametine ait parkta arızalı halde bulunduğu yönündeki beyanına göre, tanık olarak gösterdiği B.. Ö. dinlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3- Kabul ve uygulamaya göre de;
Sanığın trafik güvenliğini tehlikeye sokma olarak tespit edilen eyleminden dolayı TCK’nın 179/2maddesi gereğince 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, daha önce hapis cezasına ilişkin hükümlülüğü bulunmayan sanık hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezasının, TCK’nın 50/3. maddesindeki “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir” hükmü uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca, hükmün sonuç yönünden isteme uygun olarak BOZULMASINA, 13.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.