Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/3540 E. 2014/15470 K. 23.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/3540
KARAR NO : 2014/15470
KARAR TARİHİ : 23.06.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/213364

Mahkemesi : Ağrı Ağır Ceza Mahkemesi

Tarihi : 09/05/2013

Numarası : 2013/82 – 2013/113

Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat

Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;

Bozmaya uyularak yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

Dava 466 sayılı Kanun hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkin olup, Ceza Genel Kurulu’nun 23/03/2010 tarih ve 2009/256 esas-2010/57 sayılı kararında 466 sayılı Kanun’un 2. maddesindeki üç aylık sürenin başlangıcı için 21/04/1975 tarih ve 3-5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’na atıf yapılarak kesinleşen beraat kararından davacının haberdar olmasının arandığı, adı geçen kararda tazminat davasının ne zamana kadar açılması gerektiğine dair bir açıklama bulunmadığı, ancak sürenin “kesinleşen kararların tebliğinden” itibaren başlayacağı kabul edilmiş olmakla birlikte, kesinleşmiş kararların tebliğini öngören bir kanun hükmü bulunmaması nedeniyle kararın tebliğ edilmemesi halinde tazminat davasının hangi sürede açılacağı hususunun bu kararda tartışılmamış olması karşısında, hiçbir hakkın sonsuza dek dava konusu yapılamayacağı, özel hukuk kapsamında değerlendirilmesi gereken bu talebin de makul bir süre içinde dava konusu edilmesi gerektiği ve anılan Ceza Genel Kurulu’nun bu kararından ve Dairemiz’in 14/01/2013 tarih, 2012/26593 esas, 2013/972 karar sayılı ilamından sonra verilip, dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 06.05.2014 tarih, 2014/141 esas, 2014/229 sayılı kararında da belirtildiği üzere beraat veya kovuşturmaya yer olmadığına dair kararların Yazı İşleri Yönetmeliğine göre süresinde tebliğ edilip kesinleşme tarihinden itibaren her halükarda 10 yıl, kesinleşmiş kararların tebliğinden itibaren ise, 3 ay içinde tazminat davalarının açılması gerektiği ve dava süresi bakımından en lehe olan Borçlar Kanunun’un 60. maddesindeki sürenin kabulü ile her koşulda davanın 10 yıllık süre içinde açılması gerektiğinin anlaşılması karşısında, davacının tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyasında 02.04.1996 tarihinde verilip, 22.04.1996 tarihinde kesinleşen beraat hükmü ile, tazminat davasının açılmış olduğu 31.12.2007 tarihine kadar, 10 yıldan fazla süre geçtiği ve davacının bu uzun süre içerisinde

hakkındaki beraat hükmünden haberdar olmadığından söz etmenin yaşamın olağan akışına uymayacağı, bu halde davanın süresinde açıldığı kabulünün mümkün olamayacağının anlaşılması nedeniyle, süresinde açılmayan davanın reddi yerine, yazılı ve yerinde olmayan gerekçe ile davacı lehine tazminata hükmedilmesi,

Bozmayı gerektirmiş olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 23.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.